AİLE BAĞLARI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kur'ân'da Duâ
Hak Teâlâ Hazretleri buyuruyor:

"Ey Resûl-i Ekremim! Benim kullarım "Rabbi-miz uzakta mıdır, yakında mıdır?" diyerek sana beni sordukları zaman sen onlara cevap ver ki: Ben onlara pek yakınımdır. Bana duâ eden kulumun duasını kabul ederim. Duâ ettiğinde benden duâlarının kabulünü istesinler. Ve bana îman etsinler. Umulur ki onlar îmanları ve duâları sebebiyle doğru yola vâsıl olurlar ve irşâd olunurlar. "(Bakara Sûresi, 186)
Fahr-i Râzî, Kâzı Beyzâyi ve Hâzin'in beyânlarına göre ashâb-ı kiramdan bazı kimselerin: "Ya Re-sûlallah! Rabbimiz bize yakîn ise hafif sesle yahud gizlice duâ edelim. Eğer uzak ise yüksek sesle duâ edelim" demeleri üzerine bu âyet-i celîlenin nâzil olduğu mervîdir.
Başka bir rivâyette ise yahûdilerin: "Yâ Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-! Sen yer ile gök arasını pek uzak haber veriyorsun. Rabbimiz duâmızı nasıl işidir?" demeleri üzerine nâzil olduğu mervîdir. Bu sebeb-i nûzullere göre âyetin ma'nası şöyle olur:
"Ey Resûlüm! Benim kullarım sana benim evsâfımdan suâl edip Rabbimizin lutfu bize yakın mı? Duâmızı gizlice kendi içimizde mi yapalım? Yoksa uzakta mı? Duamızı yüksek sadâ ile yapalım? dediklerinde: "Sen onlara Benim tarafımdan cevâb ver. Ben onların gizli duâlarını işitirim. Zira Benim ilmim onlara pek yakındır. Binâenaleyh onların işlerini bilip sözlerini işiterek hallerine muttali' olduğumdan duâ eden kimsenin duâsı ihlâs üzere olursa icâbet ederim. Şu hâlde onlar benden icâbet talep etsinler. Ben de onlara icâbet ederim. Senin vâsıtan ile onları îmana davet etdiğimde derhal îman etsinler. Zîra ben onların duâlarına icabet edince onların da benim da'-vetime icabet ve emrime itaat etmeleri vâcibdir ve onlar davetime icabetle doğru yolu muhakkak bulurlar."
Hadislerde Duâ
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Büyük zorluklara dûçar olduğunuz zaman "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir" zikr-i ce-mîlîne devam ediniz." (1)

"Cenâb-ı Hak, duada fazla ısrar edenleri sever." (2)

"Eğer bir kul, Cenâb-ı Hakk'a bir hususda duâ eder de icâbet olunmazsa onun yerine bir hasene, yani bir sevâb yazılır." (3)

"Bir babanın oğlu için duâsı, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duâsı gibi makbuldür." (4)

"İyilik görenlerin iyilik gördükleri kimseler hakkında ettikleri hayır duâları reddolunmaz." (5)

"Ezân ile ikâmet arasında yapılan duâ müs-tecâbdır. Bu arada hemen duâ ediniz."(6)

"Kaderden sakınmak kaderi def etmez. Lâkin sâlihlerin duâsı, nüzûl etmiş ve edecek olan elem ve musîbeti def etmeğe ve kaldırmağa medâr olur. İş böyle olunca ey Allah'ın kulları, duâ ediniz." (7)

"Kur'ân-ı Azîmü'ş-şan her ne vakit hatmolu-nursa akabinde yapılan bir duâ müstecâbdır." (8)

"Bir kimsenin sevdiği bir kimse aleyhinde olan duâsının kabul olunmamasını Cenâb-ı Hakk'tan istirhâm eyledim." (9)

"Bir farz namazını huşû' ile edâ eden kimsenin o namazın akabinde vakı' olacak bir duâsı müstecâb olur." (10)

"Mazlumun bedduâsından sakınınız. Zîra bir kıvılcım sür'atiyle semâya icabete yükselir."

Fâcir de olsa mazlûmun duâsı makbûldür." (11)

"Cenâb-ı Allah buyurmuşdur ki: "Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim." (12) Zîrâ bu hal ya gafletten, yahut kibirden ileri gelir
Peygamberimizin Duâlarından Örnekler

Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhüma-dan rivâyete göre Peygamber Efendimiz'in duâlarından biri şu duâ idi:
"Yâ Rabb! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, üstümü nurlandır, altımı nurlandır, önümü nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle (bir başka rivayette) benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır.” (1)
Mugîre bin Şu'be'den rivayet olunduğuna göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-in dualarından biri de şu idi:

"Başka bir ilâh yok, ancak Allah var. O’nun şerîki yoktur. Mülk O'nundur, hamd de O'nundur. O her şeye kaadirdir. Allah'ım, Senin verdiğine engel olacak da yoktur, vermediğini verecek de yoktur. Ve servet sahibi olanlara servetleri sana karşı bir menfaat veremez. Yani servetine güvenerek sana âsî olanları o servetleri kurtaramaz." (2)
Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhüma-dan rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-e bazı kimseler gelip:
-İnsanlar; yâni Ebû Süfyân ve arkadaşları sizinle muharebe etmek için adam ve silâh toplamışlar, hazırlık yapmışlar. Onlara mukabele edecek derecede kudretiniz yoktur. Onlardan sakınınız diye korkutmak istediklerinde, bu söz mü'minlerin yakîn îmânlarını ve cesaretlerini artırıp, Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:

"Allah bize kâfidir, o ne güzel vekîldir!"buyurdu. Mü'minler de böyle söylediler." (3)
Enes bin Mâlik -radıyallahu anh-dan rivâyete göre: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok kere duâsı:

"Ey Rabbimiz, bize dünyâda da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azâbından koru," meâlindeki duâ idi. (4)
Ebû Musâ el-Eş'ârîden rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle duâ ederlerdi:

"Yâ Rabb, benim hatâlarımı, bilmeden yapdıklarımı, işimde aşırı gitmemi, ve Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hatâen ve kasden yaptıklarımı ve bende olan her şeyimi mağfiret eyle!” (5)
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;
"Her kim günde yüz kere:

derse o kimse için on köle azâd etmiş sevabı verilir, yüz hasene yazılır, yüz günâhı silinir, o gün akşam oluncaya kadar bu ona şeytana karşı siper olur. Hiç bir kimse ecir bakımından onu geçemez, ancak bunu ondan fazla söyleyen kimse müstesnâ.”(6)

"Ey, Rabbim! Gayb ilminle ve halk üzerine kudretinle, hayatı benim için hayırlı gördükçe beni yaşat, ölümü benim için hayırlı gördüğün zaman da beni vefât ettir. Ey Rabbim! Gizlide ve açıkda senden haşyetini istiyorum. Rızâ hâlinde de, gadab hâlinde de ihlâs sözünden ayırmamanı istiyorum, fakirlikte de zenginlikte de i'tidâlden ayırmamanı istiyorum. Senden tükenmez bir ni'met, kesilmez bir göz ferahlığı (yüzde açıkça görülen neş'e ve huzûr) istiyorum. Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum. Senden yüzüne bakmanın lezzetini; sana kavuşmanın şevkini istiyorum. Bütün bunları zarar vericinin zararından, sapdırıcı bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum. Ey Rabbim! Bizi îmân zîynetiyle süsle, bizi doğru yolda olan hidâyet rehberleri kıl.” (7)
"Ey Ebû Bekr'in kızı! Sana diğer duâları da içinde toplayan duâları söyleyeyim mi? Şöyle duâ et:

"Ey Rabbim! Senden bildiğim ve bilmediğim hayrın hem çabuk, hem geç olanını istiyorum. Ey Rabbim Resûlünün senden istediğini istiyorum, Resûlünün sana sığındığı şeyden ben de sana sığınıyorum. Allah'ım benim için kaza ettiğin şeyin âkibetini doğru yola ulaştır.” (8)
"Sana bir kısım sözler öğreteyim mi ki, Allah Teâlâ kimin hayrını murâd ederse onları ona öğretir, sonra ebediyyen unutturmaz. De ki:

"Ey Rabbim! Ben zayıfım, rızân yolunda benim zaafımı kuvvetlendir. Beni nâsiyemden tutup hayra sevk et. İslâm'ı rızâmın en son noktası kıl. Ey Rabbim, ben zayıfım, beni kuvvetlendir. Ben zelîlim beni azîz kıl. Ben sana muhtacım, beni rızıklandır.” (9)


"Ey Rabbim! Acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan cimrilikten, eli kolu dökülür derecede takatsızlıktan kasvetten, gafletten, zilletten, azlıktan, meskenetten sana sığınırım. Fakirlikten, küfürden, fısktan, şekavetten, nifaktan, yapdığını insanların duyması ve medh etmeleri için yapmaktan, riyâdan, sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, abraslıktan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.” (10)
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- duâasında: "Ey Rabbim! Beni, iyilik ettiği zaman sevinen, kötülük ettiği zaman istiğfar edenlerden kıl.” (11)
Ekseri duâları:

"Ey kalbleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl." İdi.. (12)
(1) Buhârî, Deavât, 9; Müslim, Müsâfirîn, 181;
(2) Buhârî, Ezân, 155, Deavât, 18; Müslim, Salât,193; Tirmizî, Salât, 108; Muvattâ', Kader, 8; İbn Hanbel, Müsned,3/87.
(3) Buhârî.
(4) Bakara Sûresi, 201.
(5) Buhârî, Deavât, 60; Müslim, 70.
(6) Buhârî, Ezân, 155; Tecrîd-i Sarîh Terc. 2/910-915.
(7) el-Camiu's Sağir.
(8) İbn Mâce, Duâ, 4.
(9) Râmüzü'l-ehâdis.
(10) Benzeri hadisler Buhârî, Deavât, 39, vd.
(11) Camiu's-Sağir.
(12) Tirmizî, Deavât, 85.

"Müslüman kardeşinin ayıp ve çıplak yerlerini setrederek onu dünyâda rüsvay etmeyen kimsenin ayıplarını Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde setreder." (13)

"Bir yerde yangın vuku' bulduğunu gördüğünüz zaman ''Allahü Ekber' diyerek tekrar tekrar tekbîr alınız. Zîra tekbir yangını söndürür." (14)

"Dünyânın geniş vakitlerinde, yani sıhhat ve servet ve asâyiş ve emniyet gibi esbâb-ı istirahat mükemmel olduğu bir zamanda Cenâb-ı Hakk'a ibâdet ve tâat ile kendini takdîm et ki muzâyakalı sıkıntılı bir zamanda seni lutf ile yâd edip gözetsin."(15)

"Ana ve babaya iyilik ömrü artırır. Yalan söylemek rızkı noksanlaştırır, duâ kazaya siper olur." (16)

"Kendisine iltica ile bir ricada bulunan kimsenin ricasını kesip atanın duâ ve ricasını da Allah kesip atar." (17)

"Bir mü'mine yapılan zillet ve hakareti görüpde men'ine muktedir olduğu halde muâvenette bulunmayanları Cenab-ı Hak mahşerde zelîl eder." (18)

"Her kim duâlarının kabûlünü, gam ve üzüntülerinin def olup kaldırılmasını arzu ederse sıkıntıda bulunanların imdâdına yetişsin." (19)

"İşlerde istihâre edenler, yani Allah'dan hayır dileyerek rızâsına muvafık hareket edenler zarar etmezler. İstişâre edenler de işin sonunda pişman olmazlar. İdâr-i maîşetinde isrâf etmeyip i'tidâl yolunu iltizâm edenler de fakr u zarurete düşmezler." (20)

"Bir işe başlamak istediğin zaman âkıbetini iyice tefekkür edip hayr u sevâbı mûcib ise devam et, şerr ü ıkâbı mûcib ise ictinâb et!" (21)

"Hikmet on parçadır. Dokuzu uzlette, diğer biri de sükûttadır. Yâni mâlâyâniden, kendisini ilgilendirmeyen ve lüzumsuz bulunan şeylerden hıfzeylemektedir." (22)

"Akâid-i fâside ve bid'at sâhiplerinin amellerini, ibâdetlerini Cenâb-ı Allah kabul etmek istemez." (23) Eğer tevbe edip ehl-i sünnet ve'l-cemâat i'tikadına rûcû' ederlerse kabûl eder.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh der ki: Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
"Her bir peygambere etmesi için bir duâ verilmiştir. Ben ise ümmetime şefâat olmak üzere duâmı âhirete bırakmak istiyorum." (24)
Enes bin Mâlik'den gelen rivayette ise Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
"Her bir nebî Allah'dan bir dilekte bulundu. Yahud, her bir peygamberin Allah'a edeceği bir duâsı vardı. Her biri duâsını yaptı ve kabul olundu. Ben ise duâmı kıyâmet gününde ümmetim için şefâat kıldım." buyurmuşlardır.
Enbiyây-ı izâmın her duâsının müstecâb olması kuvvetle umulur ise de, kat'î olmayıp yalnız bir duâlarının kesin olarak kabûl edileceği kendilerine bil-dirilmişdir. O duâ, her bir nebîye Allah tarafından husûsî olarak verilen duâdır.
Ezcümle Hazret-i Âdem -aleyhisselâm bu müstecâb duâsını tevbesinin kabûl olması için; Hazret-i Nuh aleyhisselâm- kavmininin helâki ve berâberindeki mü'minlerin kurtulması için, Hazret-i İbrahim-aleyhisselâm- -i Mükerreme ve Beytullah için, Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- Fir'avn'ın helâki için, Hazret-i îsâ -aleyhisselâm- gökten bir mâide, sofra indirilmesi için etmişler ve müstecâb olmuşdur.
Hazret-i Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz ise, bu kesinlikle kabul olunacağı Allah tarafından te'min olunan duâsını, ümmetine şefâat için âhirete bırakmıştır. Ne mutlu O'nun sünnetine sımsıkı sarılan mü'minlere.
(1) Ebû Dâvud, Vitr, 25; Tirmizî Kıyâme, 8; İbn Hanbel, Müsned, I/336.
(2) Kenzû'l-irfân 57 (Camiu's-sağîr'den)
(3) a.e. göst. yer.
(4) Keşfü'l-hafâ, 1/495 (Deylemî'den)
(5) Tirmizî, Birr, 5.
(6) Tirmizî, Salat, 44, Deavât, 128; Ebû Dâvud, Salât, 35.
(7) Tirmizî Deavât, 101; İbn Hanbel, Müsned, 5/224.
(8) Kenzü'l-irfan, 59 (Camiu's-sağîr'den) Dârimî, Fezailü'l-Kur'ân. 33.
(9) a.e. göst. yer. Keşfü'l-hafâ, 1/404 (Dârekutnî'den)
(10) Buhârî, Cihâd, 180; Müslim, îman, 39; Ebû Dâvud, Zekât, 5; Tirmizî, Zekât, 6; İbn Mâce, Zekât, 6;Dârimî, Zekât 1; Muvatta, Da'vetü'l-mazlûm, 1; İbn Hanbel, Müsned, 1/333.
(11) Keşfü'lhafâ, 1/405 İbn Hanbel, Müsned'den
(12) İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, 3/477
(13) Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Ebû Dâvud, Edeb, 28; Tirmizî, Birr; 19; İbn Mace, Mukaddime, 17; İbn Hanbel, Müsned, 3/91, 252.
(14) Keşfü'l-hafâ, 1/89.
(15) İbn Hanbel, Müsned, 1/307; Tirmizî, Deavât, 9.
(16) Buhârî, Mevâkîtü-salât, 5; Müslim, İmân, 137; Ebû Dâvud, Edeb, 130; Tirmizî, Salât, 13; Neseî, Mevâkît, 51; İbn Mâce, Edeb, l.
(17) Keşfü'l-hafâ, 2/272 (Ahmed b. Hanbel, Müsned'den)
(18) İbn Hanbel, Müsned, 3/487.
(19) Müslim, Müsakat, 32; İbn Hanbel, Müsned, 3/32.
(20) Keşfü'l-hafâ, 2/185 (Taberânî'den)
(21) Kenzü'l-irfan.
(22) Keşfü'l-hafâ, 1/363 (İbn Adiyy'den)
(23) İbn Mâce, Mukaddime, 7.
(24) Müslîm, îman, 334, 335 vd. Buhârî, Deavat, I; Tirmizî, Deavât, 130; İbn Mâce, Zühd, 37; Dârimî, Rikak, 85; Muvatta", Kur'ân, 26.
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
.
166 – “Allahım! Bu hilali bizim için emniyet, iman, selamet ve İslam (sevip razı olduğun şeylerde başarı) kıl. Ey Hilal! Bizim ve senin Rabbin Allah’tır.”
(Tirmizi 5/504,Ahmed1/162, Hakim 4/285, Darami2/4 Sahih senedle rivayet ettiler.)
.
167 – “Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşeallah ecir de gerçekleşti.”
(Ebu Davud 2/306 sahih senedle rivayet etti.)
168 – Abdullah b. Amr b. As (r.a)’dan Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet olunmuştur:
“Oruçlunun iftar esnasında yaptığı dua geri çevrilmez.”
İbni Ebi Muleyke şöyle dedi:
“Abdullah b. Amr (r.a)’ın iftar ettiği zaman şöyle dediğini duydum: “Allah’ım! Herşeyi kuşatan rahmetinle beni bağışlamanı istiyorum.”
(İbn Mace 1/557 ibn Hacer bu hadis için sahih dedi.)
.
169 – “Sizden biriniz yemek yediği zaman ‘Bismillah’ desin. Eğer unutursa ‘evvelinde ve sonunda bismillah’ desin.”
(Ebu Davud 3/347 Tirmizi 4/288 sahih senedle rivayet ettiler.)
170 – “Allah kime bir yemek yedirirse şöyle desin: ‘Allah’ım! Bunu bize mübarek kıl ve bize bundan daha hayırlısını yedir.”
Allah kime süt içirirse şöyle desin: “Allah’ım! Bunu bize mübarek kıl ve bundan fazlasıyla ver.”
(Tirmizi 5/506 sahih senedle)
.
171 – “Bunu bana yediren, beni bununla rızıklandıran, yorulup kuvvet harcamadan bana bunu veren Allah’a hamd olsun.”
(Ebu Davud, Tirmizi, ibn Mace sahih senedle )
172 – “Allah’a çokça, iyi bir şekilde, mübarek, yetinmeden ve terketmeden her zaman ona ihtiyacım olarak hamdederim.”
(Buhari 6/214, Tirmizi 5/507)
.
173 – “Allah’ım! Rızıklandırdığın şeyi onlara mübarek kıl. Onların günahlarını affet. Onlara merhamet et.”
(Müslim 3/1615)
.
174 – “Allah’ım beni yedireni yedir. Bana su içirene su içir.”
(Müslim 3/126)
.
175 – “Oruçlular sizde iftar etsin. İyi kimseler yemeğinizden yesin. Melekler size dua etsin.”
(Ebu Davud 3/367 sahih senedle)
.
176 – “Sizden biriniz davet edildiğinde icabet etsin. Eğer oruçlu ise kendisini davet eden kişiye dua etsin, oruçlu değilse yesin.”
(Müslim 2/1054)
.
177 – “Allah’ım! Ürünümüzü bize mübarek kıl. Allah’ım Medinemizi bize mübarek kıl. Sa’mızı bize mübarek kıl. Müdümüzü bize mübarek kıl.”
(Müslim 2/1000)
* (Müd ve Sa’ birer ölçü birimidir.)
.
178 – “Sizden birisi aksırınca; ‘elhamdulillah’ desin. Arkadaşı veya kardeşi de ona; ‘yerhamukellah’ (Allah sana merhamet etsin) desin. Ona; ‘yerhamukellah’ derse o da ona; ‘yehdiykumullahu ve yuslihu balikum’ (Allah size merhamet etsin ve halinizi düzeltsin) desin.”
(Buhari 7/125)
.
179 – “Allah sana bereket versin, üzerine bereket ihsan etsin ve sizi hayırla birarada bulundursun.”
(Ebu Davud,Tirmizi,İbn Mace sahih senedle )
.
180 – “Sizden biriniz bir kadınla evlenir veya bir hizmetçi satın alırsa şöyle desin:
‘Allah’ım! Ben bunun hayrını ve bunu yarattığın durumun hayrını senden isterim. Bunun kötülüğünden ve bunu yarattığın durumun kötülüğünden sana sığınırım.’
Eğer bir deve satın alırsa onun hörgücünün tepesini tutarak aynı sözleri söylesin.”
(Ebu Davud 2/248 İbni Mace 1/61 sahih senedle)
.
181 – “Bismillah. Allah’ım! Bizden şeytanı uzaklaştır. Bizi rızıklandıracağından da (çocuktan) şeytanı uzaklaştır.”
(Buhari 6/141, Müslim 2/1028)
.
182 – “Taşlanmış şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.”
(Buhari 7/99, Müslim 4/2015)
.
183 – “Sana verdiği musibetten beni koruyan ve yarattıklarının bir çoğundan beni üstün tutan Allah’a hamd olsun.”
(Tirmizi 5/494 sahih senedle)
.
184 - İbni Ömer (r.a)’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s)’ın bir mecliste iken kalkmadan önce yüz defa şöyle dediği sayılırdı:
“Rabbim! Benim günahlarımı bağışla. Tevbemi kabul et. Sen tevbeleri kabul edensin, günahları bağışlayansın.”
(Tirmizi, Sahih İbn Mace sahih senedle)
.
185 – “Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Şahitlik ederim ki senden başka ibadete layık ilah yoktur. (Günahlarımdan dolayı) senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesei sahih senedle)
.
186 – Aişe (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) ne zaman bir mecliste otursa veya Kur’an okusa ya da namaz kılsa bu kelimelerle bitirirdi.”
Aişe (r.a) sözlerine şöyle devam ediyor:
“Dedim ki: “Ya Rasulullah! Görüyorum ki ne zaman bir mecliste otursan, veya Kur’an okusan ya da namaz kılsan bu kelimelerle bitiriyorsun.” Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Evet. Kim hayır konuşmuşsa bu hayırlı kelimelerle konuşmasını bitirmiş olur. Kim de şer konuşmuşsa bu kelimeler ona keffaret olur:
‘Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. (Günahlarımdan dolayı) senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”
(Müsned İmam Ahmed 6/77,Nesei S:273 sahih senedle)
.
187 - Abdullah b. Sercis (r.a)’den şöyle dediği rivayet olunmuştur:
“Rasulullah (s.a.s)’ın yanına geldim, onun yemeğini yedikten sonra: ‘Allah senin günahlarını affetsin ey Allah’ın rasulu!’ dedim. O da dedi ki:
“Senin de.”
(Ahmed 5./82, Nesei s: 218)
.
188 – “Kendisine bir iyilik yapıldığında iyilik yapana: ‘Allah seni hayırla mükafatlandırsın’ diyen eksiksiz ve fazlasıyla teşekkür etmiş olur.”
(Tirmizi No:2035 sahih senedle)
.
189 – “Kim Kehf suresinin ilk on ayetini ezberlerse deccalden korunur.”
(Müslim 1/555)
Her namazda son teşehhüdden sonra deccalin fitnesinden Allah’a sığınmak gerekir.
(Bu kitaptaki 55 ve 56. hadisi okuyun)
.
190 – “Beni kendisi için sevdiğin zat da seni sevsin.”
(Ebu Davud 4/333 senedi sahihtir.)
.
191 – “Allah aileni ve malını sana mübarek kılsın.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 4/88)
.
192 – “Allah aileni ve malını sana mübarek kılsın. Muhakkak ki borç alanın yapacağı şey hamdetmesi ve en güzel bir şekilde borcunu ödemesidir.”
(Nesei s: 300, İbni Mace 2/809)
.
193 – “Allah’ım! Bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediğim şirkten ise senin affını dilerim.”
(Ahmed 4/403 Sahih senedle)
.
194 - Aişe (r.a)’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s)’a bir keçi yavrusu hediye edildi. Bana:
“Onu paylaştır.” dedi. Hizmetçi geri dönünce Aişe (r.a): “Ne dediler?” diye sordu. O da: “Allah onu size mübarek etsin” dediler” diye söyledi. Aişe (r.a) de: “Allah onlara da mübarek etsin. Bize ettikleri duanın aynısını onlara ederiz, ecrimiz de bize kalır” diye karşılık verdi.”
(İbni Sünni S:138 sahih senedle)
.
195 – “Allah’ım! Senin uğursuz kıldığından başka bir uğursuzluk yoktur. Senin hayrından başka bir hayır yoktur. Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Ahmed 2/220)
.
196 – “Bismillah. Hamd Allah’a mahsustur. Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ın şanı ne yücedir. Onun ihsanı olmasaydı biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz Rabbimize döneceğiz. Elhamdulillah, Elhamdulillah, Elhamdulillah. Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber...
Allah’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben nefsime yazık ettim. Benim günahlarımı bağışla. Muhakkak ki senden başka günahları bağışlayacak yoktur.”
(Ebu Davud 3/34, Tirmizi 5/501 Sahih senedle)
.
197 – “Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber. Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ın şanı ne yücedir. Onun ihsanı olmasaydı biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz Rabbimize döneceğiz. Allah’ım! Bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takva, razı olduğun amelleri işlemek istiyoruz. Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır. Onun uzaklığını bize yaklaştır. Allah’ım! Yolculukta sen koruyucusun, Ailemizin de gözeticisisin. Allah’ım yolculuğun meşakkatinden, üzüntülerinden, döndüğümde mal ve ailem hakkında kötü bir şey bulmaktan sana sığınırım.”
Seferden dönünce de bunu söylerdi ve sözlerine şunu eklerdi:
“Tevbe ediciler olarak, Rabbimize ibadet ediciler olarak, hamd ediciler olarak yolculuğumuzdan dönüyoruz.”
(Müslim 2/998)
.
198 – “Ey yedi kat göklerin ve bunların barındırdıklarının, yedi kat yerlerin ve bunların taşıdıklarının Rabbi, şeytanların ve bunların saptırdıklarının Rabbi, rüzgarların ve bunların savurduklarının Rabbi olan Allah! Senden bu köyün hayrını, halkının hayrını ve içinde bulunanların hayrını istiyorum. Bu köyün kötülüğünden, halkının kötülüğünden ve köy içinde bulunanların kötülüğünden sana sığınırım.”
(Hakim 2/100 rivayet etti ve sahih dedi.)
.
199 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Onadır. Diriltir ve öldürür. O diridir asla ölmez. Hayır Onun elindedir. O her şeye kadirdir.”
(Tirmizi 5/491 sahih senedle)
.
200 – “Sizi kendisine edilen emanetleri asla kaybetmeyen Allah’a emanet ediyorum.”
(Ahmed 2/403 İbn Mace 2/943 sahih senedle)
.
201 – “Senin dinini, emanetini ve işlerinin sonunu Allah’ın himayesine bırakıyorum.”
(Ahmed 2/7 Tirmizi 5/499 sahih senedle)
202 – “Allah takvanı artırsın, günahlarını affetsin, nerede olursan ol sana hayırları kolaylaştırsın.”
(Tirmizi sahih senedle)
.
203 - Cabir (r.a)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Biz yüksek yerlere çıktığımızda tekbir getirirdik (Allahu Ekber derdik), indiğimizde ise tesbih ederdik (Subhanallah derdik).
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 6/135)
.
204 – “Seher vakti; verdiği türlü türlü nimetlerden ve güzel imtihanlardan dolayı Allah’a hamdettiğimize şahid oldu. Ey Rabbimiz! Bizi koru, bizi gözet, bize bol nimetler ver, her türlü kötülüğü bizden uzaklaştır ve bizi cehennem azabından koru....”
(Müslim 4/2086)
.
205 – “Yarattıklarının şerrinden Allah’ın tam kelimelerine (Kur’an’a) sığınırım.”
(Müslim 4/2080)
.
206 - İbni Ömer (r.a)’den rivayete göre Rasulullah (s.a.s) savaştan veya hacdan döndüğü zaman her tepede üç kere tekbir getirir sonra şöyle derdi:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Onadır. O her şeye kadirdir. Rabbimize tevbe ediciler olarak, ibadet ediciler olarak, hamd ediciler olarak yolculuğumuzdan dönüyoruz. Allah (dini üstün kılacağına dair) sözünü yerine getirdi. Kulunu (Rasulullah’ı) zafere ulaştırdı. Kendi kudreti ile (İslam’ı yok etmek için birleşen) hizipleri perişan etti.”
(Buhari 7/163 Müslim 2/980)
.
207 – Rasulullah (s.a.s) sevdiği bir haber alınca şöyle derdi:
“Nimetiyle iyi işlerin tamamlandığı Allah’a hamdolsun.”
Hoşlanmadığı bir şeyi görünce de şöyle derdi:
“Her halde Allah’a hamd olsun.”
(İbn Sünni ve Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
.
208 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Kim bana bir salavat getirirse Allah ona on salavat getirir.”
(Müslim 1/288)
209 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salavat getirin. Siz nerede olursanız olun salavatınız bana ulaşır.” ,
(Ebu Davud 2/218, Ahmed 2/367 sahih senedle)
210 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Cimri o kimsedir ki ben yanında anılırım da bana salavat getirmez.”
(Tirmizi 5/551 Sahih senedle)
.
211 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“İnanmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe inanmış olmazsınız. Yerine getirdiğinizdebirbirinizi seveceğiniz bir şeyi size bildireyim mi? Aranızda selamı yayın.”
(Müslim 1/74)
212 - Ammar b. Yasir (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Üç şey vardır ki onları kendisinde toplayan imanı toplamış olur: Nefsine karşı insaflı olman, selamı herkese yayman, sıkıntıda infak etmen.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 1/82)
213 - Abdullah b. Ömer (r.a) şöyle demiştir:
“Bir adam Rasulullah (s.a.s)’a şöyle sordu:
“Hangi İslam daha hayırlıdır?” Rasulullah (s.a.s) şöyle cevab verdi:
“Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 1/55 Müslim 1/65)
.
214 – “Horozun öttüğünü işittiğinizde Allah’tan iyilik isteyin. Çünkü o, melek görmüştür. Eşek anırması işittiğinizde de şeytandan Allah’a sığının. Çünkü o, şeytan görmüştür.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 6/350 Müslim 4/2092)
.
215 – “Geceleyin köpek havlaması veya eşek anırması duyduğunuzda onlardan Allah’a sığının. Çünkü onlar sizin görmediklerinizi görürler.”
(Ebu Davud 4/327 Ahmed 3/306 sahih senedle)
.
216 - Ebu Hureyre (r.a)’den rivayete göre Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediğini işitmiştir:
“Allah’ım! Ben hangi mü’mine sövmüşsem bunu kıyamet gününde onun için sana bir yakınlık vesilesi kıl.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 11/171, Müslim 4/2007)
.
217 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Sizden biriniz arkadaşını mutlaka övmek istiyorsa şöyle desin: ‘Zannederim filan şöyledir. Allah onu daha iyi bilir. Allah’a karşı kimseyi temize çıkarmayız.’
Eğer o kişiyi tanıyorsa şöyle şöyledir, der.”
(Müslim 4/2296)
.
218-Rasulullah (s.a.s) haceru’l esved ile ruknu’l yemani arasında iken şu duayı okurdu:
“Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru.”
(Ebu Davud 2/179 Ahmed 3/411)
.
“Buyur Allah’ım buyur. Buyur, senin hiçbir ortağınyoktur, buyur. Şüphesiz ki hamd, nimet ve mülk senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 4/103 Müslim 2/806)
.
219 - Cabir (r.a) Rasulullah (s.a.s)’ın nasıl haccettiğini anlatırken şöyle demiştir:
“Rasulullah (s.a.s) Safa’ya yaklaşınca:
“Şüphesiz ki Safa ile Merve Allah’ın şeair(nişane)lerindendir.” (Bakara:158) ayetini okudu. Allah’ın başladığı ile başlıyorum” diyerek Safa’dan başladı ve beyti görünceye kadar Safa üzerinde yükseldi. Kıbleye dönüp şu sözlerle Allah’ı tevhid ve tekbir etti:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Onadır. O herşeye kadirdir. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Vadini yerine getirdi. Kuluna yardım etti. Düşman ordusunu yalnız o bozguna uğrattı.” Sonra Rasulullah bu arada dua etti ve bu gibi sözleri üç defa tekrarladı.”
(Müslim 2/888)
.
220 – “Duaların en hayırlısı, arefe günü yapılan dua, benim ve benden önceki nebilerin söylediği en hayırlı söz şudur:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Onadır. O her şeye kadirdir.”
(Tirmizi Hasen senedle)
.
221 – Cabir (r.a) Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle yaptığını rivayet etmiştir:
“Devesi Kasva’ya binip Meşaru’l harama kadar geldi ve kıbleye döndü. Allah’a dua etti, tekbir getirdi (Allahu ekber dedi), tehlil etti (lailahe illallah dedi) ve Allah’ı birledi. Ortalık tamamıyla ağarıncaya kadar orada (Müzdelife’de) vakfe yaptı ve güneş doğmadan önce (Müzdelife’den) hareket etti.”
(Müslim 2/891)
.
222 – “Rasulullah (s.a.s) üç cemrede de her taş atışında tekbir getirir, sonra ilerlerdi. Birinci ve ikinci cemreden sonra kıbleye yönelip ellerini kaldırır dua ederdi. Akabe cemresinde ise her taş atarken tekbir getirir sonra oradan ayrılır orada durmazdı.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 3/583)
.
223 – “Rasulullah (s.a.s) deve üzerinde olduğu halde beyti tavaf etti. Rükne her gelişinde ona bir şey ile (asası ile) işaret edip tekbir getirdi.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 3/476)
.
224 – “Ey kitabı indiren, hesabı çabuk gören Allah’ım! Düşmanları perişan et. Allah’ım! Onları perişan et ve onları dağıt.”
(Müslim 3/1362)
.
225 – “Allah’ım! Dilediğin şekilde onların şerlerini engelle.”
(Müslim 4/2300)
.
226 – “Subhanallah.”
(Buhari fethul bari şerhi 1/210,Müslim 4/1857)
227 – “Allahu Ekber.”
(Buhari fethulbari şerhi 8/441)
.
228 – “Rasulullah (s.a.s) kendisini sevindiren bir olayla karşılaşınca veya çok sevinince Allah tebareke ve tealaya şükür secdesi yapardı.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace sahih senedle)
.
229 – “Elini vücudunun ağrıyan yerine koy ve üç defa ‘bismillah’ dedikten sonra yedi defa şöyle de:
“Hissetmekte olduğum ve sakınıp sığınmaya çalıştığım şeyin kötülüğünden Allah’ ın izzet ve kudretine sığınırım.”
(Müslim 4/1728)
.
230 – “Sizden biri müslüman kardeşinde veya kendisinde veya malında hoşuna giden bir şey görürse onun bereketi için dua etsin. Çünkü göz değmesi haktır.”
(Ahmed 4/447 ve ibn Mace sahih senedle)
.
231 – “Ortalık kararmaya başlayıp, akşam vakti olunca çocuklarınızı dışarı çıkmaya bırakmayın. Çünkü şeytanlar o sırada dağılırlar. Akşamdan bir saat sonra onları serbest bırakın. O zaman Allah’ın ismini anarak kapınızı kapatın. Çünkü şeytan kapalı kapıyı açamaz. Kırbanızın ağzını besmele ile bağlayın. Yine besmele ile kap ve kacağınızı kapatın. Velev ki o kap üzerine enine bir şey koyun ve lambanızı söndürün.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 10/88Müslim 3/1595)
.
232 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 3/408, Müslim 2/841)
.
233 – “Allah size hidayet etsin ve halinizi düzeltsin.”
(Tirmizi, Ahmed, Ebu Davud)
.
234 – “Ehli kitap size selam verdiği zaman: ‘Ve aleykum (size de)’ deyiniz.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 11/42 Müslim 4/1705)
.
235 – “Ben oruçluyum, ben oruçluyum.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 4/103 Müslim 2/806)
.
236 – “Bismillah, Allah’u ekber. Allah’ ım! (Bu kurban) Senden (gelmiştir) ve senin için (kesiyorum). Allah’ ım! Benden kabul buyur.”
(Müslim 3/1557 Beyhaki 9/287)
.
237 – “İyi olsun kötü olsun hiç kimsenin engelleyemeyeceği yarattığı kötülüklerden Allah’ın tam kelimelerine (Kur’an’a) sığınırım. Gökten inenlerin ve göğe yükselenlerin şerrinden, yere ekilenlerin ve yerden çıkanların şerrinden, gece ve gündüzün fitnesinin şerrinden, hayırlı bir şey dışında kapı çalanların şerrinden Allah’ın tam kelimelerine (Kur’an’a) sığınıyorum. Ey Rahman Sana sığınıyorum.”
(Ahmed 3/419, İbn Sünni No:637 sahih senedle)
.
238 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Vallahi ben günde yetmiş kereden fazla Allah’a istiğfar ve tevbe ederim.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 11/101)
239 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Ey insanlar! Allah’a tevbe edin. Ben Ona günde yüz defa tevbe ediyorum.”
(Müslim 4/2076)
240 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Her kim: ‘Kendisinden başka ibadete layık ilah olmayan Hay ve Kayyum olan Allah’a istiğfar ederim ve ona tevbe ederim’ derse savaştan kaçmış olsa bile Allah günahlarını affeder.”
(Ebu Davud 2/85, Tirmizi 5/569, Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
241 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Kulun Rabbine en yakın olduğu zamanlar gecenin son saatleridir. Eğer bu saatlerde Allah’ı zikredenlerden olmayı başarabilirsen ol.” (Tirmizi,Nesei ve Hakim sahih senedle)
242 – Ebu Hureyre (r.a)’denRasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Kulun Rabbine en yakın olduğu an secdede olduğu andır. Secdede duayı artırın.”
(Müslim 1/350)
243 - El-Agar el-Müzeni’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Hiç şüphe yok ki Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Elbette ben de unuturum. Şüphesiz ki ben günde yüz kere Allah’a istiğfar ediyorum.”
(Müslim 4/2075)
.
244 – Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Kim günde yüz kere ‘Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. Onun herşeye gücü yeter.’ derse on köle azad etmiş kadar sevab alır. Ona yüz iyilik yazılır, yüz kötülüğü silinir, akşama kadar şeytandan korunur. Onun okuduğunun fazlasını okuyandan başka kimse ondan daha iyi bir zikir yapmış olmaz.”
(Buhari 4/95 Müslim 4/2071)
245 – “Kim günde yüz kere; “Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederek ona hamdederim’ derse hataları deniz köpüğü kadar bile olsa affedilir.”
(Buhari 7/168 Müslim 4/2071)
246– Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Kim sabahladığı ve akşamladığı zaman yüz defa; ‘Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederek ona hamdederim’ derse kıyamet gününde bunun söylediği gibi veya daha fazlasını söyleyenden başka kimse ondan daha iyi bir zikir yapmış olamaz.”
(Müslim 4/2071)
247 - Ebu Eyyub el-Ensari (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Kim on defa; ‘Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye kadirdir’ derse İsmail (a.s)’in oğullarından kırk kişiyi azad etmiş kadar ecir alır.”
(Buhari 7/167 Müslim 4/2071)
248 - Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“İki kelime vardır ki onlar dile hafif mizanda ağır ve Rahman’ın sevdiği kelimelerdir. Bu kelimeler; ‘Subhanallahi ve bihamdihi Subhanallahi’l azim’dir (Allah’a hamd ederek noksanlıklardan tenzih ederim.Azamet sahibi olan Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim).”
(Buhari 7/168 Müslim 4/2072)
249 – Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Benim için; ‘Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim, Allah’a hamd ederim. Allah’ tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür demem, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir.”
(Müslim 4/2072)
250 - Sa’d (r.a)’dan şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (s.a.s)’ın yanındaydık. Bize şöyle söyledi:
“Sizden biriniz her gün bin hasene (iyilik, sevab) kazanmaktan aciz midir?’
Oturanlardan biri her gün nasıl bin hasene kazanabileceğimizi sordu. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Yüz kere tesbih eder (subhanallah der) buna karşılık ona bin hasene yazılır veya bin hatası silinir.”
(Müslim 4/2073)
251 - Cabir (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Kim Azamet sahibi olan Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim ve Ona hamdederim’ derse cennette onun için hurma ağacı dikilir.”
(Tirmizi 5/511 Hakim 1/501 sahih senedle )
252 - Abdullah b. Kays (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Ey Abdullah b. Kays! Sana cennetin hazinelerinden bir hazine bildireyim mi?” Ben dedim ki:
“Evet ya Rasulallah! Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur” de.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 11/213 , Müslim 4/2076)
253 – “Allah’a en sevgili olan söz şu dört sözdür: ‘Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim, Allah’a hamd ederim. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür.’ Bunlardan istediğinle başlayabilirsin.”
(Müslim 3/1685)
254 - Sa’d b. Ebi Vakkas (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
“Arabinin biri Rasulullah (s.a.s)’a gelip:
“Bana söyleyebileceğim bir söz öğret” dedi. Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O Tektir. O’nun ortağı yoktur. Allah çok büyüktür. Allah’a çok hamdolsun. Alemlerin Rabbi olan Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim. Aziz ve hakim olan Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur’ de.” Arabi dedi ki:
‘Bunlar Rabbim içindir. Kendim için ne diyeyim?
Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Allah’ım! Beni affet, bana merhamet et, bana hidayet et, beni rızıklandır.”
(Müslim 4/2072)
Ebu Davud’da şöyle bir fazlalık vardır:
Arabi dönüp gidince Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“İki elini hayırla doldurdu.”
(Ebu Davud 1/220)
255 - Tarık el-Eşcai (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Bir adam müslüman olduğunda Rasulullah ona önce namaz kılmayı öğretir sonra şu kelimelerle dua etmesini emrederdi:
“Allah’ım! Beni affet, bana merhamet et, bana hidayet et, bana afiyet ver, beni rızıklandır.”
(Müslim 4/2073)
Müslim’in rivayetinde ayrıca şöyle bir ilave vardır:
“Bu kelimeler sana dünya ve ahiretin bütün hayrını toplar.”
256-Cabir b. Abdullah (r.a)’dan Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Duanın en faziletlisi; ‘elhamdülillah’, zikrin en faziletlisi; ‘lailahe illallah’tır.”
(Tirmizi 5/462, İbn Mace 2/1249, Hakim 1/503 sahih senedle )
257 - ‘Sonunda kalacak olan salih amellerdir. Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’a hamd ederim. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur.”
(Ahmed sahih senedle)
.
258 - Abdullah b.Amru (r.a)’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Rasulullah’ı (s.a.s) sağ elinin parmaklarıyla tesbih ederken gördüm.”
(Ebu Davud 2/81, Tirmizi 5/521)
|
|
|
Hak Yayınları ® 1987 ©
|
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
.
75 – Abdullah b. Mesud (r.a)’dan rivayete göre Rasulullah (s.a.s) gecelediği zaman şöyle derdi:
“Biz Allah (c.c)’ın kulu olarak geceledik. Bütün mülk de Allah’ın olarak geceledi. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’ nadır. O her şeye kadirdir. Rabbim! Bu gecede bulunanın hayırlısını ve bundan sonra olacak olanın da hayırlısını Senden isterim. Bu gecede olanın şerrinden ve bundan sonra olacak olanın da şerrinden Sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten, kocamaktan, bunamaktan, sana sığınırım. Cehennemdeki azabdan ve kabir azabından sana sığınırım.
Rasulullah (s.a.s) sabahladığı zaman da bunu söylerdi. Yalnız gecelemek manasına gelen kelime yerine sabahlamak manasına gelen kelimeyi kullanırdı (yani asbahna (sabahladık) ve asbahu’l mülkü lillah (mülk de Allah’ın olarak sabahladı) derdi.)
(Müslim 4/2088)
76 - Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Şayet sabahlarsanız şöyle deyiniz: “Allah’ım! Senin varlığın sebebiyle sabahladık. Senin varlığın sebebiyle geceledik. Senin varlığınla yaşarız. Senin varlığınla ölürüz. Öldükten sonra dirilip hesap vermek Sanadır.”
Şayet gecelerseniz şöyle deyiniz:
“Allah’ım! Senin varlığın sebebiyle geceledik. Senin varlığın sebebiyle sabahladık. Senin varlığınla yaşarız. Senin varlığınla ölürüz. Dönüş Sanadır.”
(Tirmizi 5/466 sahih senedle)
77 – “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Beni yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiğince senin emrin ve vadin üzereyim. Yaptığım şeylerin kötülüğünden sana sığınırım. Senin bana olan nimetini itiraf ediyorum. Günahımı da itiraf ediyorum. Günahımı bağışla. Çünkü günahları senden başka bağışlayacak yoktur.”
(Buhari 7/150)
78 – “Allah’ım! Seni şahid tutar olduğum halde, arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün mahlukatını da şahid tutar olduğum halde sabahladım. Şüphesiz ki Sen Allah’ sın. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Muhammed de senin kulun ve rasulündür.”
Bu dua sabah akşam dört defa okunur.
(Ebu Davud, Nesei, İbn Sünni)
79 – “Allah’ım! Bende veya yarattıklarından herhangi birinde bulunan her nimet yalnızca Sendendir. Senin ortağın yoktur. Hamd Sanadır. Şükür Sanadır.” Kim sabahladığında bu sözleri söylerse o günün şükrünü yapmış olur. Kim akşamladığında bu sözleri söylerse o gecenin şükrünü yapmış olur.”
(Ebu Davud, Nesei, İbn Sünni)
80 – “Allah’ım! Bedenime afiyet ver. Allah’ım! Kulağıma afiyet ver. Allah’ım! Gözüme afiyet ver. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Allah’ım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka ibadete layık ilah yoktur.” Sabah ve akşam üçer kere okunur.
(Ebu Davud 4/324, Ahmed 5/42, Nesei no: 32 Hasen senedle rivayet ettiler.)
81 – “ Allah bana kafidir. Ondan başka ibadete layık ilah yoktur. O’na tevekkül ettim. O büyük arşın Rabbidir .” Bu Sabah ve akşam yedi defa söyler .
(Ebu Davud, İbn Sünni , sahih senedle rivayet ettiler)
82 – “Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam ve eksiksiz sözüne (Kur’an’ına) sığınıyorum” bunu üç kere söyler .
(Ahmed, Tirmizi ,sahih senedle rivayet ettiler)
83 – “Allah’ım! Ben senden dünyada ve ahirette af ve afiyet isterim. Allah’ım! Ben dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah’ım! Ayıplarımı ört, korktuğum şeylerden beni emin kıl ve beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden gelecek musibetlerden koru. Alt tarafımdan gelecek ani felaketten de senin azametine sığınırım.”
(Ebu Davud, İbni Mace sahih senedle rivayet ettiler.)
84 – “Ey gizli ve açık olan her şeyi bilen , gökleri ve yeriörneksiz yaratan, her şeyin Rabbi ve Meliki olan Allah’ım! Şahitlik ederim ki Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve tuzağından, kendi nefsime veya başka bir müslümana kötülük etmekten sana sığınırım.”
(Ebu Davud, Tirmizi sahih senedle rivayet etti.)
85 – “İsmini anmakla ne yerde, ne de gökte hiç bir şeyin zarar vermediği Allah’ın adı ile... O her şeyi işitir, her şeyi bilir.”
Sabah ve akşam üçer defa bunları söyleyene Allah’ın izni ile hiç bir şey zarar vermez.
(Ebu Davud,Tirmizi, İbni Mace sahih senedle rivayet etti.)
86 – “Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, nebi olarak Muhammed (a.s)’ den razı oldum.”
(Tirmizi sahih senedle)
87 – “Yarattıklarının sayısınca, zatının rızasınca, arşının ağırlığınca, kelimelerini yazmak için gereken mürekkep miktarınca, Allah’a hamdeder ve O’ nu bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.” (Üçdefa okunur.)
(Müslim 4/2090)
88 – “Allah’a hamdederek O’nu bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.” (Yüz defa söylenir.)
(Müslim 4/2071)
89 – “Ey Hay ve Kayyum! Senin rahmetinle Sen’ den yardım isterim. Benim bütün hallerimi düzelt. Beni göz kırpması kadar bir zaman bile nefsime bırakma.”
(El-Bezzar, Hakim 1/ 545 rivayet etti ve sahih dedi.)
90 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye kadirdir.” (Her gün yüz kere okunur.)
(Buhari 4/95, Müslim 4/2071)
91 – “Sizden biriniz sabahladığında şöyle desin:
“Biz (Allah’a kul olarak) sabahladık. Bütün mülk de alemlerin Rabbi olan Allah’ın olarak sabahladı. Allah’ım! Senden bu günün hayrını, fethini, zaferini, nurunu, bereketini, hidayetini isterim. Bu günde olan şerden ve bundan sonra olacak şerden sana sığınırım.” Sonra akşamladığı zaman da böyle söyler.”
(Ebu Davud sahih senedle rivayet etti.)
92 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Kim sabahladığı zaman: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’ nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye kadirdir.” derse ona İsmail (a.s)’in oğlundan bir köle azad etmiş gibi sevab verilir ve onun on günahı silinir, on derece de yükseltilir. Akşamlayıncaya kadar şeytandan korunur. Akşamlayınca bunu söylerse sabaha kadar aynı mükafatı alır.”
(İbn Mace sahih senedle rivayet etti.)
93 - Rasulullah (s.a.s) sabahladığı ve akşamladığı zaman şöyle derdi:
“İslam fıtratı üzerine, ihlas kelimesi (lailahe illallah kelimesi) üzerine, nebimiz Muhammed (s.a.s)’in dini üzerine, hanif ve müslüman olup müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzerine sabahladık.”
(Ahmed 3/406, İbn Sünni No: 34 sahih senedle rivayet ettiler.)
94 - Abdullah b. Hubeyb (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) bana dedi ki: “Söyle!” Dedim ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Ne söyleyeyim?” Şöyle dedi:
“De ki; O Allah tektir” (ihlas suresini) ve muavvezeteyni (felak ve nas surelerini) sabahladığın ve akşamladığın zaman üçer kere okursan senin her şeyine yeter.”
(Ebu Davud 4/322, Tirmizi 5/567sahih senedle rivayet ettiler.)
.
95 – Aişe (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) her gece yatağına girdiği zaman avuçlarını birleştirip üfler sonra onların içine: “Kul huvallahu ehad, kul euzu birab-bi’lfelak ve kul euzu birabbi’n-nas” surelerini okurdu. Sonra elleriyle başını, yüzünü, vücudunun ön tarafını ve vücudundan diğer erişebildiği yerleri meshederdi ve bunu üç defa yapardı.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 9/62, Müslim 4/1723)
96 – “Yatağına girdiğin zaman ayete’l kürsiyi sonuna kadar oku. Böylece Allah’ tan koruyucu bir melek senden asla ayrılmaz ve sabahlayıncaya kadar da sana hiç bir şeytan yaklaşmaz.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 4/487)
97 – “Kim geceleyin Bakara suresinin son iki ayetini okursa ona yeter.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 9/94 Müslim1/554)
98 – Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Sizden biriniz yatağından kalkar sonra tekrar dönerse, yatağını elbisesinin içi ile üç defa silksin. Çünkü insan kalktıktan sonra yatağına hangi şeyin oturduğunu bilemez. Yattıktan sonra da şöyle desin:
“Rabbim! Senin isminle yanım üzerime yattım. Ve senin kudretinle onu kaldırırım. Eğer canımı alırsan ona merhamet et ve eğer onu salıverirsen salih kullarını koruduğun şeyle onu da koru.”
(Buhari 11/126, Müslim 4/2084)
99 – “Allah’ım! Şüphesiz ki beni yaratan Sen’sin ve vefat ettirecek olan da Sen’sin. Nefsimin hayatı da ölümü de senin elindedir. Şayet onu yaşatacak olursan onu koru. Ve şayet onu öldürecek olursan onu affet. Allah’ım! Sen’den afiyet isterim.”
(Müslim 4/2083, Ahmed 2/79, İbn Sünni No:721)
100 – Huzeyfe (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) uyumak istediği zaman sağ elini yanağının altına koyar ve şöyle derdi:
“Allah’ım! Kullarını dirilteceğin günde beni azabından koru.” (Üç defa okunur.)
(Ebu Davud 4/311, Tirmizi sahih senedle rivayet etti.)
101 – “Allah’ım! Senin isminle ölürüm ve yaşarım.”
(Buhari Fethu’l-bari Şerhi 11/113, Müslim 4/2083)
102 – Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Size hizmetçilerden daha hayırlı bir şey öğreteyim mi? Yatağınıza girdiğiniz zaman otuzüç kere tesbih çekin (subhanallah deyin), otuzüç kere hamd edin (elhamdülillah deyin), otuz dört kere tekbir getirin (Allahu ekber deyin). Şüphesiz ki bu sizin için hizmetçilerden daha hayırlıdır.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 7/71 , Müslim 4/ 2091)
103 – “Ey yedi göklerin ve yüce arşın sahibi olan, bizim ve her şeyin Rabbi olan, taneleri (tohumları) ve hurma çekirdeklerini yaratan, Tevrat’ı , İncil’i ve hakkı batıldan ayıran Kur’an’ı indiren Allah’ım! Emrin altında bulunduğurduğun her şeyin şerrinden sana sığınırım. Allah’ım! Sen el-Evvel’ sin, Sen’ den önce hiç bir şey yoktur. Sen el-Ahir’sin, Sen’den sonra hiç bir şey yoktur. Sen ez-Zahir’sin, Senin üstünde hiç bir şey yoktur. Sen el-Batın’sın, Sen’den başka hiç bir şey yoktur. Borcumuzu ödemede bize yardım et ve bizi fakirlikten kurtar.”
(Müslim 4/2084)
104 – “Bizi yediren, içiren, hacetlerimizi gideren, bize barınacak mesken ihsan eden Allah’a hamd olsun. İhtiyaç içinde kıvranan öyle kimseler var ki, onlara acıyıp bakan yok.”
(Müslim 4/2085)
105 – “Ey gaybı ve hazırı bilen, gökleri ve yeri örneksiz yaratan, her şeyin Rabbi ve Meliki olan Allah’ım! Şahidlik ederim ki Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve tuzağından, kendi nefsime veya başka bir müslümana kötülük etmekten sana sığınırım.”
(Ebu Davud 4/317 , Tirmizi sahih senedle rivayet ettiler.)
106 – “Rasulullah (s.a.s) Secde suresi ile Tebareke suresini okumadan uyumazdı.”
( Tirmizi ve Nesei sahih senedle rivayet ettiler.)
107 – “Yatağına gireceğin zaman namaz için abdest alır gibi abdest al sonra sağ yanına yat ve şöyle de: “Allah’ım! Kendimi Sana teslim ettim. İşimi Sana bıraktım. Yüzümü Sana döndürdüm. Sen’den korkarak ve Senden umarak sırtımı Sana (Senin himayene) dayadım. Sen’den başka sığınak ve barınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin nebine iman ettim.” Bunları söyledikten sonra ölürsen İslam fıtratı üzere ölürsün.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 11/113, Müslim 4/2081)
.
108 - Aişe (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) geceleyin yatarken döndüğü zaman şöyle derdi:
“Tek ve el-Kahhar olan (kudreti ile her şeyi emri altında tutan) Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin Rabbi olan Allah Aziz’dir (her şeye galip ve üstündür). Gaffar’ dır (günahları örtendir).”
(Hakim,Nesei veZehebi rivayet ettiler ve sahih dediler.)
.
109 – “Gazabından, azabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanımda bulunmalarından Allah’ın tam kelimelerine (Kur’an’ ına) sığınırım.”
(Ebu Davud 4/12, Tirmizi sahih senedle rivayet ettiler.)
.
110 – “İyi rüya Allah’tan, kötü rüya şeytandandır. Sizden birisi rüyasında sevdiği bir şey görürse bunu sevdiği kimselerden başkasına anlatmasın. ”
(Buhari 7/24 Müslim 4/1772)
Rüyasında hoşlanmadığı bir şey gören kısaca şöyle yapar:
“Sol tarafına üç kere üfler.”
(Müslim 4/1772)
“Şeytandan ve gördüğü rüyanın şerrinden üç kere Allah’a sığınır.”
(Müslim 4/1772)
“Gördüğü rüyayı kimseye anlatmaz.”
(Müslim 4/1772)
“Yatmakta olduğu taraftan diğer tarafa döner.”
(Müslim 4/1773)
111 - “Hoşlanmadığı bir şey gören kişi eğer isterse kalkıp namaz kılsın.”
(Müslim 4/1773)
.
112 – “Allah’ım! Hidayet ettiklerinle beraber bana da hidayet et. Afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver. İşini üzerine aldıklarınla beraber benim de işimi üzerine al. Verdiklerini bana mübarek et. Kaderimde olan şerden beni koru. Öyle ki Sen her şey hakkında hüküm verirsin. Kimse Senin hakkında hüküm veremez. Senin veli edindiğin kimse asla zelil olmaz. Senin düşman olduğun kimse de asla aziz olmaz.Rabbimiz! Sen mübareksin ve yüceler yücesisin.”
(EbuDavud, Tirmizi, Nesei, İbnMace, Ahmed, Darami, Hakim veBeyhaki sahih senedle rivayet ettiler)
113 – “Allah’ım! Senin gazabından rızana sığınırım. Azabından afiyetine sığınırım. Senden (helak etmenden) sana sığınırım. Sana yaraşır övgüyü sayıp tamamlayamam. Sen kendini övdüğün gibisin.”
(Müslim 1/ 352 Tirmizi , İbn Mace, Ahmed)
114 – “Allah’ım! Yalnız Sana kulluk eder, Sana namaz kılar ve secde ederiz. Senin rızan için çalışır çabalarız, rahmetini umar, azabından korkarız. Senin azabın kafirlere ulaşıcıdır. Allah’ım! Senden yardım ister, Sana tevbe ederiz. Sana hayırla hamdederiz, nankörlük etmeyiz. Sana iman eder boyun eğeriz. Seni inkar edenden uzaklaşırız.”
(Beyhaki süneninde rivayet etmiştir, senedi sahihtir.)
.
115 – “Rasulullah (s.a.s) vitir namazında ‘Sebbih isme Rabbike’l a’la’, ‘Kul ya eyyu hel kafirun’ ve ‘Kul huvallahu ehad’i okur, selam verdikten sonra üç kere şöyle derdi:
“Melik (Her şeyin sahibi olan ve tasarrufu altında bulunduran) ve Kuddüs (ayıplardan ve kusurlardan münezzeh ve tertemiz) olan Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. O meleklerin ve ruhun (Cebrail’in) Rabbidir.”
Üçüncüde sesini yükseltir ve uzatırdı.
(Nesei 3/244, Dare Kutni 2/31 senedi sahihtir.)
.
116 – “Allah’ım! Ben senin kulunum, erkek kulunun ve dişi kulunun da oğluyum. Alnım Senin elindedir. Hükmün bana geçerlidir. Hakkımdaki hükmün adalettir. Kendini adlandırdığın Sana has bütün isimlerle, yahut kitabında indirdiklerinle, yahut yarattıklarından birine öğrettiğin isimlerle, yahut katından seçtiğin gayb ilmindeki isimlerle Sen’den istiyorum ki, Kur’an’ı kalbimin neşesi, göğsümün nuru, kederimin kaldırıcısı ve üzüntümün gidericisi yapasın.”
(Ahmed 1/391 sahih senedle rivayet etti. )
117 – “Allah’ım! Üzüntü ve kederden, acizlik ve tembellikten, cimrilik ve korkaklıktan, borç altında ezilmekten ve düşmanların üstün gelmesinden Sana sığınırim.” Rasulullah (s.a.s) bu duayı çok okurdu.
(Buhari 7/158)
.
118 – “El-Azim (ululuk mertebelerinin en üstünde olan) ve El-Halim olan (günahkarlara ceza vermekte acele etmeyen) Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Azametli arşın Rabbi olan Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Göklerin Rabbi ve yerin Rabbi olan ve kerim olan arşın Rabbi olan Allah’ tan başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Buhari 7/154, Müslim 4/2092)
119 – “Allah’ım! Senin rahmetinle senden istiyorum. Beni göz kırpması kadar bir zaman bile nefsime bırakma. Benim bütün hallerimi düzelt. Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Ebu Davud 4/324 Ahmed 5/42 senedi hasendir.)
120 – “Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin. Ben zalimlerden oldum.”
(Tirmizi 5/529, Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
121 – “Allah! Allah benim Rabbimdir. O’na hiç bir şeyi ortak koşmam.”
(Ebu Davud 2 /87, sahih senedle rivayet etti.)
.
122 – “Allah’ım! Senin gücünle onların boğazlarını tıkarız ve kötülüklerinden Sana sığınırız.”
(Ebu Davud 2/89, Hakim 2/142 rivayet etti ve sahih dedi.)
123 – “Allah’ım! Sen benim kuvvetimsin ve yardımcımsın. Seninle (düşmanı) engellerim. Senin gücünle saldırırım ve Senin yardımınla çarpışırım.”
(Ebu Davud 3/42, Tirmizi 5/572, Sahih senedle rivayet etti.)
124 – “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir(koruyucudur).”
(Buhari 5/172)
.
125 – “İmanda şüpheye düşen kişi bu düşünceden Allah’a sığınır.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 6/336 , Müslim 1/120)
“Kendisine şüphe veren şeyi bırakması düşünmemesi gerekir.”
(Buhari Fethu’l-bari Şerhi 6/336, Müslim 1/120)
126 – “Allah’a ve Rasulune iman ettim” der.”
(Müslim 1/119-120)
127 – Allah (c.c)’ın şu ayetini okur:
‘O Evvel’dir (bütün eşyadan önce var olandır), Ahirdir (her şey helak olduktan sonra baki kalandır), Zahir’dir (sayısız açık delillerle varlığı meydandadır), Batındır (varlığının keyfiyeti gözlerden ve idrakten saklı olandır). O her şeyi bilendir.”
(Ebu Davud 4/329 Hasen senedle rivayet etti.)
.
128 – “Allah’ım! Haram kıldıklarını bırakıp helal kıldıklarınla yetindir. Senin fazlınla kendinden başkasına muhtaç etme.”
(Tirmizi 5/560 sahih senedle)
129 – “Allah’ım! Üzüntü ve kederden, acizlikten ve tembellikten, cimrilikten ve korkaklıktan, borç altında ezilmekten ve düşmanlarımın bana üstün gelmesinden Sana sığınırım.”
(Buhari 7/158)
.
130 - Osman b. El-As (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s)’a dedim ki: “Ya Rasulallah! Şeytan benimle namazım ve Kur’an okumamın arasına giriyor bana unutturuyor.” Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Bu şeytana hınzeb denir. Onun varlığını hissettiğinde ondan Allah’a sığın ve sol tarafına üç kere tükür.”
(Müslim 4/1729)
.
131 – “Allah’ım! Senin kolay kıldığından başka kolay yoktur. Sen dilersen zor (katı ve sert) olanı kolay ve yumuşak yaparsın.”
(Sahih İbni Hibban Mevarid 427, İbn sünni No: 351 Nevevi bu hadis için sahih dedi.)
.
132 – “Bir kul günah işlediğinde güzelce abdest alır, sonra kalkıp iki rekat namaz kılar, sonra Allah’a tevbe ve istiğfar ederse Allah onu affeder.”
(Ebu Davud 2/86 Tirmizi 2/257 sahih senedle rivayet ettiler.)
.
133 – “Ondan Allah’a sığınılır.”
(Ebu Davud 1/206, Sahih Tirmizi sahih senedle rivayet ettiler.)
134 – “Ezan okunur.”
(Müslim 1/291 Buhari 1/151)
135 – “Meşru (Kur’an ve sünnette geçen) zikirler yapılır ve Kur’an okunur.”
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Muhakkak ki şeytan bakara suresinin okunduğu evden kaçar.”
(Müslim 1/539)
Sabah akşam okunan zikirler de şeytanı kovar. Ayetel kürsi, bakara suresinin son iki ayeti şeytanı uzaklaştırır.Ayrıca kim günde yüz kere: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. O’nun her şeye gücü yeter” derse şeytanla onun arasında engel olur.
.
136 – “Kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden daha hayırlı ve Allah (c.c)’a daha sevimlidir. Her ikisinde de hayır vardır. Sana faydası olacak işlere azimle sarıl ve Allah’ tan yardım iste ve sakın acze düşme. Sana bir şey isabet edince sakın: “Eğer şöyle şöyle yapsaydım (şöyle olurdu)” deme. Fakat: “Allah böyle diledi ve Allah dilediğini yapar” de. Muhakkak ki “eğer” sözü şeytanın işine yol açar.”
(Müslim 4/2052)
137 – “Allah (c.c) sizin acze düşmenizi ayıplar. Fakat sizin üzerinize düşen akıllı düşünmektir. Bir işe yenik düşersen: “Allah bana yeter. O ne güzel vekildir” de.”
(EbuDavud)
.
138 – İbni Abbas (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) torunları Hasan ve Hüseyin’i şu kelimelerle kötülükten korurdu:
“Her şeytandan, zehirli haşerattan ve hasedle bakan gözden sizi Allah’ın kitabı ile korurum.”
(Buhari 4/119)
.
139 - Rasulullah (s.a.s) bir hastayı ziyaret ettiğinde ona şöyle derdi:
“Sabret! İnşeallah bir şey yoktur ve bu hastalık senin günahlarını temizler.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 1/118)
140 – “Hiç bir müslüman kul yoktur ki ölüm döşeğinde olmayan (eceli gelmemiş) bir hastayı ziyaret eder ve yedi kere: “Yüce arşın Rabbi olan Azamet sahibi Allah’ tan sana şifa vermesini dilerim” derse mutlaka hasta şifa bulur.”
(Ebu Davud ve Tirmizi sahih senedle rivayet ettiler.)
.
141 - Ali b. Ebi Talib (r.a)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s)’ı şöyle derken işittim:
“Kim müslüman kardeşini ziyarete giderse yolda giderken cennet bahçelerinde meyve toplar gibidir. (Eve varıp) oturduğunda Allah’ın rahmeti onu kuşatır. (Ziyarete gitttiğinde) eğer vakit sabahsa akşamlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona dua eder. Eğer akşamsa sabahlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona dua eder.”
(İbn Mace, Tirmizi, Ahmed sahih senedle rivayet ettiler.)
.
142 – “Allah’ım! Benim günahlarımı bağışla, bana rahmet et, beni en yüce dostuma (Allah’a) kavuştur.”
(Buhari 7/10, Müslim 4/1893)
143 – Aişe (r.a)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.s) ölüm halinde idi ve yanında içinde su bulunan bir kab vardı. Elini kaba koyuyor sonra yüzünü su ile siliyor ve şöyle diyordu:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Muhakkak ki ölümün şiddeti vardır.”
(Buhari 8/144)
144 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. Allah’ tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir, O’nun ortağı yoktur. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur.”
(Sahih Tirmizi 3/152 Sahih İbn Mace 2/317)
.
145 – “Kimin son sözü; ‘lailahe illallah’ olursa cennete girer.”
(Ebu Davud 3/190 sahih senedle rivayet etti.)
.
146 – “Hepimiz Allah içiniz ve hepimiz O’na döneceğiz. Allah’ım! Bu musibetime karşılık bana ecir ver ve bundan daha hayırlısıyla değiştir.”
(Müslim 2/632)
.
147 – “Allah’ım! Filanı (ölünün adı söylenir) affet. O’nun derecesini hidayete erenlerinkine yükselt. Gelecek nesillerde onun yerine geçecek salih kimseler ver.
“Ey alemlerin Rabbi! Bize ve ona mağfiret et. Onun kabrini geniş kıl ve onu orada nurlandır.”
(Müslim 2/634)
.
148 – “Allah’ım! Onun günahlarını affet ve ona merhamet et, ona afiyet ver, affet, kabrinde ona ikram et, kabrini genişlet. Onu su, kar ve dolu ile yıka. Beyaz bir kumaşın lekelerden temizlendiği gibi onu hatalarından temizle. Ona dünyadaki evinden daha hayırlı bir ev, ailesinden daha hayırlı bir aile, eşinden daha hayırlı bir eş ver ve onu cennetine koy. Onu kabir azabından ve cehennem (ateşinin) azabından koru.”
(Müslim 2/663)
149 – “Allah’ım! Dirimizi, ölümüzü, hazır bulunanımızı, bulunmayanımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü, erkeğimizi, kadınımızı bağışla. Allah’ım! Bizden sağ bıraktıklarına İslam üzere bir hayat ver. Öldürdüklerini ise iman üzere öldür. Allah’ım! Onun ecrinden bizi mahrum etme. Ondan sonra bizi saptırma.”
(İbni Mace 1/480, Ahmed 2/368)
150 – “Allah’ım! Filan oğlu filan senin zimmetindedir. Senin huzuruna gelmiştir, onu kabir fitnesinden ve ateşin azabından koru. Sen hak ve vefa ehlisin. Onun günahlarını affet, ona merhamet et. Muhakkak ki Sen günahları affedensin. Ahirette mü’minlere merhamet edecek olansın.”
(İbn Mace, Ebu Davud sahih senedle rivayet etmiştir.)
151 – “Allah’ım! Senin kulun, Senin dişi kulunun oğlu Senin rahmetine muhtaçtır. Senin onun azabına ihtiyacın yoktur. Eğer o iyi bir kimse ise onun iyiliklerini artır. Eğer kötülük yapmış ise onun kötülüklerini affet.”
(Hakim veZehebi rivayet etti ve sahih dedi.)
.
152 - Hasan (r.a) ölen çocuğa fatiha okur ve şöyle derdi: “Allah’ım! Onu bizim için önceden takdim edilmiş bir ecir kıl.”
(Begavi Şerhi’s-Sünne 5/357)
.
153 – “Aldığı şey de verdiği şey de Allah’a aittir. O’nun katında her şeyin takdir edilmiş eceli vardır. Öyleyse sabret ve ecrini düşün.”
(Buhari 2/80, Müslim 2/636)
Şöyle de denilebilir:
“Allah ecrini artırsın, üzüntünü hafifletsin, ölünün günahlarını affetsin.”
(El-Ezkar-Nevevi s:126)
.
154 – “Allah’ın adıyla ve Rasullah’ın sünneti üzere.”
(Ebu Davud 3/314 ve Ahmed sahih senedle rivayet ettiler.)
.
155 – Rasulullah (s.a.s) ölünün defnedilmesi bitince onun kabrinin yanında durur ve şöyle derdi:
“Kardeşiniz için istiğfar edin ve imanda sebatı için dua edin çünkü o, şu anda sorguya çekiliyor.”
(Ebu Davud 3/315, Hakim 1/370 ve Zehebi sahih dediler. )
.
156 – “Ey bu diyarda olan mü’minler ve müslümanlar! İnşeallah biz de size elbette kavuşacağız. Allah’tan bizim ve sizin için afiyet dileriz.”
(Müslim 2/671)
.
157 – “Allah’ım! Senden onun hayrını isterim. Onun şerrinden sana sığınırım.”
(Ebu Davud 4/326 İbni Mace 2/1228 sahih senedle rivayet ettiler.)
158 – “Allah’ım! Senden onun hayrını, onda olan hayırları, kendisiyle gönderilen şeyin hayrını isterim. Onun şerrinden, onda olan şerden ve kendisiyle gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınırım.”
(Buhari 4/76 Müslim 2/626 )
.
159 -Abdullah b. Zübeyr (r.a) gök gürültüsü duyunca konuşmayı bırakır ve şöyle derdi:
“Gök gürültüsünün kendisini hamd ile meleklerin de korku ile tesbih ettikleri Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.” (Rad:13)
(Muvatta 2/992 mevkuf olarak sahih senedle rivayet etti.)
.
160 - “Allah’ım! Bize bereketli, bol,her tarafa yayılmış, faydalı, zararı olmayan, çabuk olan, geç kalmayan yağmur ihsan et.”
(Ebu Davud 1/303 sahih senedle rivayet etti.)
161 – “Allah’ım! Bize yağmur ver. Allah’ ım! Bize yağmur ver. Allah’ım! Bize yağmur ver.”
(Buhari 1/224 Müslim 2/613)
162 – “Allah’ım! Kullarını ve hayvanlarını sula, rahmetini yay, ölü olan beldeni dirilt.”
(Ebu Davud 1/305)
.
163 – “Allah’ım! Hayırlı ve faydalı kıl.”
(Buhari Fethu’l-bari Şerhi 2/518)
.
164 – “Allah’ın fazlı ve rahmeti ile yağmurlandık.”
(Buhari 1/205 Müslim 1/83)
.
165 – “Allah’ım! (Yağmuru) üzerimize değil etrafımıza yağdır. Allah’ım! Tepelere, dağlara, vadi içlerine, ağaç diplerine yağdır.”
(Buhari 1/224 Müslim 2/614)
|
|
|
Hak Yayınları ® 1987 ©
|
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
.
1–“Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş O’nadır.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi’1 1/113, Müslim 4/2083)
2 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Geceleyin kalkan kişi uyandığında: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir O’nun şeriki yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzeh’tir. Hamd Allah’adır. Ve Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür. Yüce ve Azamet sahibi olan Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur” der sonra: “Rabbim bana mağfiret et” diye dua ederse Allah onu mağfiret eder.”
İbn Mace’de şöyle bir lafız vardır:
‘Velid dedi ki: “Veya şöyle dedi:
“Dua ederse duası kabul olunur. Eğer kalkıp abdest alır namaz kılarsa namazı kabul olunur.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi, İbni Mace)
3–“Bana afiyet veren ve ruhumu cesedime döndürüp O’nu zikretmeme izin veren Allah’a hamdolsun.”
(Tirmizi 5/473 sahih senetle rivayet etti.)
4 – “Muhakkak ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün (birbiri ardından) gelip gidişinde elbette akıl sahipleri için ayetler (ibretler ve deliller) vardır. O kimseler ki, Allah’ı; ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. (Derler ki:) “Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Seni (her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederek) tesbih ederiz. Sen, bizi ateş azabından koru!” Rabbimiz! Muhakkak ki sen kimi ateşe sokarsan, onu perişan (ve zelil) etmiş olursun. Zalimlerin hiç bir yardımcıları yoktur. Rabbimiz! Muhakkak ki biz: “Rabbimize iman edin!” diye imana çağıran çağırıcıyı işittik ve hemen (ona) iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi iyilerle birlikte vefat ettiler. Rabbimiz! Rasullerin vasıtasıyla bize vadettiğini bize ver ve bizi kıyamet gününde zelil etme. Şüphesiz ki sen sözünden (asla) dönmezsin. Rableri onların (bu) dualarına icabet etti (ve dedi ki:) “Muhakkak ki ben sizden erkek ve kadının işlediği hiçbir ameli boşa çıkarmam. Hepiniz birbirinizdensiniz. Hicret eden, yurtlarından çıkarılan, benim yolumda eziyet gören, vuruşan ve öldürülenlerin (yaptıklarına) Allah katından bir karşılık olmak üzere işledikleri kötülükleri muhakkak örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Verilen karşılığın en güzeli Allah katındandır. (Ey Muhammed!) Küfredenlerin! Memleketlerde refat içinde dolaşmaları şüphesizki seni aldatmasın. Bu çok azıcık bir metadır. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü barınacak bir yerdir. Fakat Rablerinden (gerçek manada) korkanlar için altlarından ırmaklar akan, içlerinde sonsuza kadar kalacakları cennetler vardır. Bu, Allah katından bir ikramdır. Allah katından olan (nimet ve mükafat)lar iyiler için daha hayırlıdır. Şüphesiz ki kitap ehlinden Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene Allah’a huşu duyarak iman eden, Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmayan kimseler vardır. İşte bu kimselerin ecri rableri katındadır. Muhakkak ki Allah hesabı çabuk görendir. Ey iman edenler! Sabredin. (Düşmanlarınızdan daha) sabırlı olun. Cihada hazır bulunun ve Allah’ tan sakının ki belki kurtuluşa erişebilesiniz.” (Ali İmran: 190-200)
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 8/235 , Müslim 1/530)
.
5 –“Bana bu elbiseyi giydiren ve olayları değiştirecek güç ve kuvvete sahip olmadığım halde beni bununla rızıklandıran Allah’a hamdolsun.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
.
6–“Allah’ım! Sana hamd olsun, bunu bana Sen giydirdin. Allah’ım! Senden bunun hayrını ve hayırla kullanılmasını istiyorum. Bunun şerrinden ve şerli kullanılmasından da yine Sana sığınıyorum.”
(Ebu Davud,Tirmizi rivayet etti ve hasen dedi)
.
7–“İnşeallah bunu eskitirsin, Allah (c.c) sana yenisini verir.”
(Ebu Davud 4/41)
8 – “Yeni olarak giyin, hamdedici olarak yaşa ve şehid olarak öl.”
(İbni Mace sahih senedle rivayet etti 2/1178, Begavi 12/41)
.
9 – “Allah’ın adıyla.’”
(Tirmizi sahih senedle rivayet etti 2/505)
.
10 – “Bismillah. Allah’ım! Erkek ve dişi şeytanların şerrinden sana sığınırım.”
(Buhari 1/45, Müslim 1/283)
.
11– “Allah’ım! Senin affını dilerim.”
(Ebu Davud , Tirmizi , İbn Mace)
.
12 – “Bismillah.”
(Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed)
.
13 – “Şehadet ederim ki Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun şeriki yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed (a.s) O’nun kulu ve rasuludur.”
(Müslim 1/209)
14–“Allah’ım! Beni çokça tevbe edenlerden ve çokça temizlenenlerden kıl.”
(Tirmizi sahih senetle rivayet etti 1/78)
15–“Allah’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih eder sana hamdederim. Şehadet ederim ki senden başka ibadete layık ilah yoktur. Sana tevbe eder senden günahımın bağışlanmasını dilerim.”
(Nesei s: 173)
.
16– “Bismillah. Allah’a tevekkül ettim. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur.”
(Ebu Davud 4/325, Tirmizi 5/490sahih senedle)
17 – “Allah’ım! Sapmaktan ve saptırılmaktan, doğru yoldan kaymaktan ve kaydırılmaktan, zulmetmekten ve zulme uğramaktan, cahillik etmekten ve cahillikle karşılaşmaktan sana sığınırım.”
(Tirmizi ve İbn Mace sahih senedle rivayet etti.)
.
18 – “Allah’ın ismiyle girdik. Allah’ın ismiyle çıktık ve Rabbimiz Allah’a tevekkül ettik.”
(Ebu Davud sahih isnadla rivayet etmiştir)
.
19 – “Allah’ım! Kalbimi nurlu kıl, dilimi nurlu kıl, kulağımı nurlu kıl, gözümü nurlu kıl, arkamı nurlu kıl, önümü nurlu kıl, üstümü nurlu kıl, altımı nurlu kıl, Allah’ım bana nur ver.”
(Buhari fethul bari şerhi 11/116 , Müslim 1/530)
.
20 – “Taşlanmış şeytanın şerrinden yüce Allah’a, O’nun kerim vechine, evveli olmayan hükümranlığına sığınıyorum.”
(Ebu Davud sahih senedle)
“Bismillah salat ve selam Rasulullah’a olsun.”
(İbni Sünni hasen senedle rivayet etti. No: 88)
“Allah’ım! Bana rahmetinin kapılarını aç.”
(Müslim 1/494)
.
21 – “Bismillah. Salat ve selam Rasulullah (s.a.s)’a olsun. Allah’ım! Ben senin fazlından istiyorum. Allah’ım beni taşlanmış şeytandan koru.”
(İbni Mace)
.
22 – “Ezan okunurken müezzinin dediği gibi denir. ‘Hayya ale’s-salah’ ve ‘hayya ale’l-felah’a gelince: ‘La havle vela kuvvete illa billah’ denir.”
(Buhari 1/152 , Müslim 1/288)
23 – “Ben, Allah (c.c)’tan başka ibadete layık ilah olmadığına, O’nun tek olup hiçbir ortağı olmadığına, Muhammed (a.s)’in O’ nun kulu ve rasulü olduğuna şehadet ederim. Rab olarak Allah (c.c)’tan, rasul olarak Muhammed (a.s)’den ve din olarak da İslam’dan razı oldum.”
(Müslim 1/290)
“Bunu müezzin ‘eşhedü’ dedikten hemen sonra der.”
(İbni Huzeyme 1/220)
24 – “ Ezan okunurken müezzinin dediği gibi der müezzin ezanını bitirince de Rasulullah (s.a.s)’a salavat getirir.”
(Müslim 1/288)
25– Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Her kim ezanı işittiğinde: “Ey bu eksiksiz davetin ve kılınmak üzere olan namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed (s.a.s)’e vesileyi ve fazileti ver ve onu vadetmiş olduğun makamı mahmud’a ulaştır (muhakkak ki Sen vadinden dönmezsin.)” derse kıyamet günü şefaatim ona vacib olur.”
(Buhari)
26 – “Ezan ve ikamet arasında kendisine dua eder. Zira o anda edilen dua geri çevrilmez.”
(Tirmizi, Ebu Davud, Ahmed)
.
27 – “Allah’ım! Benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası kadar uzaklaştır. Allah’ım! Beyaz elbisenin lekelerden arındırıldığı gibi beni de hatalarımdan arındır. Allah’ım! Kar, su ve dolu ile beni hatalarımdan arındır.”
(Buhari 1/171 , Müslim 1/419)
28–“Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Senin ismin mübarektir. Gücün yücedir. Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Tirmizi ,Ebu Davud ,Nesei, İbn Mace)
29 – “Yüzümü hanif olarak (şirkten arınmış olarak) yeri göğü örneksiz olarak yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz ki namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiç bir ortağı yoktur. ben bununla emrolundum ve ben müslümanlardanım.
Allah’ım! Sen,Meliksin. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben ise senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Benim bütün günahlarımı affet. Muhakkak ki günahları senden başka affedecek yoktur. Allah’ım! Beni en iyi ahlaka yönelt. Sen’den başka beni en iyi ahlaka yöneltecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur. Buyur, Senin emrindeyim. Hayırların hepsi senin elindedir. Şer sana nisbet edilmez. Ben seninim ve sana döneceğim. Sen Mübareksin, yücesin. Sana tevbe eder ve günahımın bağışlanmasını senden dilerim.”
(Müslim 1/534)
30 – “Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’ in Rabbi olan, gökleri ve yeri örneksiz yaratan, gaybi ve bilineni bilen Allah’ım! Hakkında ihtilafa düştükleri meselelerde kulların arasında Sen hüküm verirsin. Hakkında ihtilafa düşülen meselelerde izninle beni hakka hidayet et. Şüphesiz ki Sen dilediğini doğru yola hidayet edersin.”
(Müslim 1/534)
31 – “Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir.
Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun. Allah’ı sabah ve akşam tesbih ederiz.”
Üç defa: “Şeytanın üflemesinden, nefesinden ve aldatmasından Allah’a sığınırım.”
(Ebu Davud 1/203, İbni Mace 1/265, Ahmed 4/85)
32 - Rasulullah (s.a.s) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığında şöyle derdi:
“Allah’ım! Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin nurusun.
Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin Rabbisin. Hamd sanadır. Sen haksın. Senin vadin haktır, sözün haktır, sana kavuşmak haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet saati haktır, nebiler haktır ve Muhammed haktır.
Allah’ım! Sana teslim oldum, Sana tevekkül ettim, Sana inandım, Sana yöneldim, Senin için çarpıştım, Senin hükmüne başvurdum. Benim geçmiş ve gelecek, gizli ve açık günahlarımı affet. Sen, herşeyi yerli yerine koyan, dilediğini öne alıp, dilediğini geciktirensin. İbadete layık gerçek ilah ancak Sensin. Veya: Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 3/3, Müslim 1/532)
.
33 - Rukuda üç defa şöyle denir: “(Subhane Rabbiy’el Azim) Azamet sahibi olan Rabbimi her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim..”
(Ahmed, Tirmizi, ibni Mace ve Ebu Davud sahih senedle rivayet ettiler.)
34 – “Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
(Buhari 1/199 , Müslim 1/350)
35 – “Ey Allah’ım! Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin. Sen mübareksin. Sen meleklerin ve ruhun (Cebrailin) Rabbisin.”
(Müslim 1/353)
36 – “Allah’ım! Sana ruku ettim, sana iman ettim, sana teslim oldum ve sana tevekkül ettim. Sen, benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, etim, kanım, kemiklerim ve sinirlerim sana, alemlerin Rabbine boyun eğmiştir.”
(Müslim 1/534,Ebu Davud,Tirmizi, Nesei)
37 – “Güç ve kuvvet sahibi, mülklerin sahibi vebüyüklük ve Azamet sahibi olan Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.”
(Ebu Davud 1/230, Nesei ve Ahmed sahih senedle rivayet ettiler.)
.
38 – “Allah kendisine hamd edenin hamdini işitir.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 2/282)
39–“Rabbimiz hamd sanadır. Sana çokça, iyi ve mübarek bir şekilde hamdolsun.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 2/ 284)
40 – “Rabbimiz! Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin dolusunca, bunların dışındaki şeylerden dilediklerin dolusunca, hamd sanadır. Kulun söylediği en gerçek söz seni öven ve yücelten kimselerin söylediği sözdür. Hepimiz sana kuluz. Ey Allah’ ım! Senin verdiğine engel olacak, senin vermediğini verecek yoktur. Kuvvet Sendendir. Senin iznin olmadan hiç bir kuvvet sahibinin kuvveti fayda vermez.”
(Müslim 1/346)
.
41 – “Secdede iken üç defa şöyle denir: “(Subhana Rabbiye’l ala) Yüce Rabbim noksanlıklardan münezzehtir.”
(Sahih Tirmizi 1/83)
42 - “Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
(Buhari ve Müslim)
43– “Ey Allah’ım! Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin. Sen mübareksin. Sen meleklerin ve ruhun (Cebrail’in) Rabbisin.”
(Müslim)
44 – “Allah’ım! Sana secde ettim, Sana iman ettim, Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Yüzüm kendisini yaratan, şekillendiren, kendisine göz ve kulakları veren Allah’a secde etti. Yaratanların en üstünü olan Allah çok yücedir.”
(Müslim 1/534)
45–“Güç ve kuvvet sahibi, mülklerin sahibi,büyüklük ve azamet sahibi olan Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.”
(Ebu Davud 1/330, Nesei ve Ahmed sahih senedle rivayet ettiler)
46–“Allah’ım! Günahlarımın hepsini; küçüğünü büyüğünü, ilkini sonunu, açığını gizlisini bağışla.”
(Müslim 1/350)
47–“Allah’ım! Senin gazabından rızana sığınırım. Azabından afiyetine sığınırım. Senden (helak etmenden) sana sığınırım. Sana yaraşır övgüyü sayıp tamamlayamam. Sen kendini övdüğün gibisin.”
(Müslim 1/ 352 )
.
48 – “Rabbim! Beni bağışla. Rabbim! Beni bağışla.”
(Ebu Davud 1/231, İbn Macesahih senedle rivayet ettiler)
49 – “Allah’ım beni bağışla, bana rahmet et, bana hidayet et, eksiklerimi tamamla, bana afiyet ver, beni rızıklandır, katındaki derecemi yükselt.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Macesahih senedle rivayet ettiler)
.
50 – Yüzüm, kendisini yaratan, şekillendiren, kendisine çalışıp yorulmadan göz ve kulakları yerleştiren Allah’a secde etti. Yaratanların en üstünü olan Allah çok yücedir.”
(Tirmizi 2/474, Ahmed 6/30, Hakim 1/220 sahih senedle rivayet ettiler)
51 – “Allah’ım! Bununla bana katında ecir yaz ve bunun karşılığında benden bir suçumu affet. Bunu senin katında ihtiyacım olduğunda bana vereceğin bir şey kıl. Kulun Davud (as)’dan kabul ettiğin gibi beden de kabul et.”
(Tirmizi 2/472, Hakım 1/219 ve Zehebi rıvayet ettiler ve sahih dediler)
.
52 – “Bütün ibadetler, zikirler ve tertemiz ameller Allah’a mahsustur. Ey nebi! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun.
Allah’ın selamı bizim üzerimize ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun. Şehadet ederim ki Allah’tan başka ibadete layık hiç bir ilah yoktur. Ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (a.s) onun kulu ve rasulüdür.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 11/13; Müslim 1/301)
.
53 – “Allah’ım İbrahime ve ailesine rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve onun ailesine de rahmet et. Muhakkak ki Sen, Şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
“Allah’ım! İbrahim’i ve ailesini mübarek kıldığın gibi, Muhammed’i ve ailesini de mübarek kıl. Muhakkak ki Sen, şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 6/408, Müslim 1/306)
54 – “Allah’ım! İbrahim’in ailesine rahmet ettiğin gibi Muhammed’e, eşlerine ve onun zürriyetine de rahmet et. İbrahim’in ailesini mübarek kıldığın gibi Muhammed’i, eşlerini ve zürriyetini de mübarek kıl. Muhakkak ki Sen, şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 6/407, Müslim 1/306)
.
55–“Allah’ım! Kabir azabından, cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, mesih deccalin fitnesinin şerrinden sana sığınırım.”
(Buhari 2/ 102 Müslim 1/412)
56 – “Allah’ım kabir azabından sana sığınırım, mesihi deccalin fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah’ım günahtan ve borçtan sana sığınırım.”
(Buhari 1/202 Müslim 1/412)
57–“Allah’ım! Ben nefsime çok zulmettim. Senden başka günahları affedecek yoktur. katından bir mağfiretle beni bağışla, bana rahmet et. Muhakkak ki sen bağışlayansın, merhamet edensin.”
(Buhari 8/168, Müslim 4/2078)
58 – “Allah’ım! Benim geçmiş ve gelecek günahlarımın gizli ve açık olanlarını, haddi aşmamı affet. Sen onları benden daha iyi bilirsin. Sen el-Mukaddim (eşyaları layık olduğu yere koyan)sin. Sen el-Muehhir (dilediğini öne alıp, dilediğini geriye bırakan)sin. Sen’ den başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Müslim 1/534)
59 – “Allah’ım! Seni zikredebilmem, sana şükredebilmem ve sana güzelce ibadet edebilmem için bana yardım et.”
(Ebu Davud 2/86 Nesei 3/ 53)
60 – “Allah’ım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Bunaklık derecesinde yaşlılıktan sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.”
(Ebu Davud, Nesei sahih senedle rivayet ettiler.)
61–“Allah’ım! Sen’den cenneti istiyor ve cehennemden sana sığınıyorum.”
(Buhari)
62 – “Allah’ım! Gayb bilgine ve yarattıklarına olan kudretine dayanarak senden istiyorum. Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğu zaman beni öldür. Allah’ım! Gizli ve açık hallerimde senden korkmayı istiyorum. Kızgın olduğum ve olmadığım zamanlarda doğru konuşmayı istiyorum. Zenginlikte ve fakirlikte senin rızana uygun hareket etmeyi istiyorum. Senden bitmeyen nimetler istiyorum. Kesintisiz göz aydınlığı istiyorum. Başa gelen olaylara razı olup isyan etmemeyi istiyorum. Ölümden sonra (kabirde) güzel yaşamayı istiyorum. Senin yüzüne bakma lezzetini tattır. Başıma gelen kötü bir olay veya saptırıcı bir fitne sebebiyle olmaksızın seninle karşılaşmayı özlettir.
Allah’ım! Bizi iman ziyneti ile süsle. Hidayete çağıran, hidayete ermiş kullarından eyle.”
(Ebu Davud, İbn Mace, Nesei sahih senedle rivayet ettiler.)
63 – “Ey Allah’ım! Sen’den istiyorum. Ey Allah! Sen teksin , Samed’sin (Her şey sana muhtaçtır, sen hiç bir şeye muhtaç değilsin.) Doğmamış ve doğrulmamışsın ve hiç bir şey senin dengin değildir.
Eğer benim günahlarımı affedersen şüphesiz ki sen günahları affedensin, ahirette yalnız mü’minlere merhamet edensin.”
(Nesei 3/52 Ahmed 4/338 sahih senedle rivayet ettiler.)
64 – “Allah’ım! Senden istiyorum. Çünkü hamd sana mahsustur. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Sen teksin senin ortağın yoktur. Sen Mennan (çok ihsan eden)sın. Ey gökleri ve yerleri en güzel şekilde yaratan, büyüklük ve ikram sahibi, el-Hay (ezeli ve ebedi diri olan), el-Kayyum (bizatihi kaim ve başka tüm varlıkları ayakta tutan, onları yönetip gözeten) Allah’ım! Senden cenneti istiyorum ve cehennemden sana sığınıyorum.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Nesei sahih senedle rivayet ettiler. )
65 – “Allah’ım! Senden istiyorum. Çünkü ben şahitlik ederim ki muhakkak sen kendisinden başka ibadete layık ilah olmayan Allah’sın. Tek’sin, Herkes sana muhtaçtır, Sen hiçbir şeye muhtaç değilsin. Doğmamış ve doğurulmamışsın. Hiçbir şey senin dengin değildir.”
(Ebu Davud 2/62, Tirmizi 5/515, İbni Mace 2/1267,Ahmed 5/360 sahih senedle rivayet ettiler.)
.
66 – Üç defa: “Allah’ım! Senden günahlarımın bağışlanmasını istiyorum” dedikten sonra şöyle denir: “Allah’ım! Sen Selam’ sın, selam da sendendir. Sen yücesin ey azamet ve kerem sahibi...”
(Müslim 1/414)
67 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah’ım! Senin verdiğine engel olacak yoktur. Senin vermediğini verecek yoktur. Kuvvet sendendir. Senin iznin olmadan hiç bir kuvvet sahibinin kuvveti fayda vermez.”
(Buhari 1/255 Müslim 1/414)
68 – “Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O’ndan başkasına kulluk etmeyiz. Nimet O’nundur. İyilik O’nundur. Hamdin en güzeli O’nadır. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Kafirlerin hoşuna gitmese de biz O’nun dininde ihlaslı kimseleriz.”
(Müslim 1/415)
69 - Otuzüç kere şöyle denir: “Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd Allah’adır. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’ nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir.”
(Müslim 1/418)
70 – “Kul huve’llahu ehad” (İhlas), “Kul euzu birabbi’l felak” (Felak) ve “Kul euzu birabbi’nnas” (Nas) sureleri her namazdan sonra birer defa, sabah ve akşam namazlarından sonra ise üçer defa okunur.”
(Ebu Davud 2/86, Nesei 3/68 sahih senedle rivayet ettiler.)
71 – “Her namazdan sonra ayetel kürsi okunur.”
(Nesei sahih senedle)
72 – “Sabah ve akşam namazlarından sonra onar defa şöyle denir: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’ nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. Dirilten de öldüren de O’dur. O’ nun herşeye gücü yeter.”
(Tirmizi 5/515, Ahmed 4/227 sahih senedle rivayet ettiler)
73 – “Sabah namazında selam verdikten sonra şöyle denir: “Allah’ım! Senden faydalı ilim, helal rızık ve kabul olunmuş amel istiyorum.”
(İbni Mace sahih senedle rivayet etti.)
.
74 - Cabir ibni Abdullah (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
“Rasulullah (s.a.s) her işimizde bize Kur’ an’dan bir sure öğretir gibi istihareyi öğretirdi. Rasulullah (s.a.s) şöyle derdi:
“Sizden biriniz bir işi tasarladığı zaman farz namazından başka iki rekat namaz kılsın sonra şöyle dua etsin:
“Allah’ım! Senin ilminle Sen’den hayır istiyorum. Senin kudretinle senden güç istiyorum. Ve Senden büyük fazlından istiyorum. Çünkü Senin gücün yeter benim gücüm yetmez. Sen bilirsin ben bilmem ve Sen gaybleri hakkıyla bilensin. Allah’ım! Eğer bu işin; dinim, geçimim ve işimin sonu için hayırlı olduğunu biliyorsan (yahut işimin dünya ve ahiret için hayırlı olduğunu biliyorsan) onu bana takdir et. Sonra da onda bana bereket ver. Eğer bu işin; dinim için, geçimim ve işimin sonu için kötü olduğunu biliyorsan (yahut dünya ve ahiret işim için kötü olduğunu biliyorsan) onu benden sav ve bana hayır nerede ise onu takdir et. Sonra da beni o işe razı kıl.”
(Buhari 7/162)
Herhangi bir işinde yaratana veya mü’minlere danışan kimse pişman olmaz. Çünkü Allah (c.c) Kur’an’da şöyle buyurmuştur:
“(Önemli) işlerde onlarla istişare et. Birşeyi yapmaya azmettiğinde (onu yap ve) Allah’a tevekkül et.”
(Ali İmran: 159)
|
|
|
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
.
1–“Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş O’nadır.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi’1 1/113, Müslim 4/2083)
2 - Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Geceleyin kalkan kişi uyandığında: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir O’nun şeriki yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzeh’tir. Hamd Allah’adır. Ve Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah en büyüktür. Yüce ve Azamet sahibi olan Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur” der sonra: “Rabbim bana mağfiret et” diye dua ederse Allah onu mağfiret eder.”
İbn Mace’de şöyle bir lafız vardır:
‘Velid dedi ki: “Veya şöyle dedi:
“Dua ederse duası kabul olunur. Eğer kalkıp abdest alır namaz kılarsa namazı kabul olunur.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi, İbni Mace)
3–“Bana afiyet veren ve ruhumu cesedime döndürüp O’nu zikretmeme izin veren Allah’a hamdolsun.”
(Tirmizi 5/473 sahih senetle rivayet etti.)
4 – “Muhakkak ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün (birbiri ardından) gelip gidişinde elbette akıl sahipleri için ayetler (ibretler ve deliller) vardır. O kimseler ki, Allah’ı; ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. (Derler ki:) “Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Seni (her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederek) tesbih ederiz. Sen, bizi ateş azabından koru!” Rabbimiz! Muhakkak ki sen kimi ateşe sokarsan, onu perişan (ve zelil) etmiş olursun. Zalimlerin hiç bir yardımcıları yoktur. Rabbimiz! Muhakkak ki biz: “Rabbimize iman edin!” diye imana çağıran çağırıcıyı işittik ve hemen (ona) iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi iyilerle birlikte vefat ettiler. Rabbimiz! Rasullerin vasıtasıyla bize vadettiğini bize ver ve bizi kıyamet gününde zelil etme. Şüphesiz ki sen sözünden (asla) dönmezsin. Rableri onların (bu) dualarına icabet etti (ve dedi ki:) “Muhakkak ki ben sizden erkek ve kadının işlediği hiçbir ameli boşa çıkarmam. Hepiniz birbirinizdensiniz. Hicret eden, yurtlarından çıkarılan, benim yolumda eziyet gören, vuruşan ve öldürülenlerin (yaptıklarına) Allah katından bir karşılık olmak üzere işledikleri kötülükleri muhakkak örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Verilen karşılığın en güzeli Allah katındandır. (Ey Muhammed!) Küfredenlerin! Memleketlerde refat içinde dolaşmaları şüphesizki seni aldatmasın. Bu çok azıcık bir metadır. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü barınacak bir yerdir. Fakat Rablerinden (gerçek manada) korkanlar için altlarından ırmaklar akan, içlerinde sonsuza kadar kalacakları cennetler vardır. Bu, Allah katından bir ikramdır. Allah katından olan (nimet ve mükafat)lar iyiler için daha hayırlıdır. Şüphesiz ki kitap ehlinden Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene Allah’a huşu duyarak iman eden, Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmayan kimseler vardır. İşte bu kimselerin ecri rableri katındadır. Muhakkak ki Allah hesabı çabuk görendir. Ey iman edenler! Sabredin. (Düşmanlarınızdan daha) sabırlı olun. Cihada hazır bulunun ve Allah’ tan sakının ki belki kurtuluşa erişebilesiniz.” (Ali İmran: 190-200)
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 8/235 , Müslim 1/530)
.
5 –“Bana bu elbiseyi giydiren ve olayları değiştirecek güç ve kuvvete sahip olmadığım halde beni bununla rızıklandıran Allah’a hamdolsun.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
.
6–“Allah’ım! Sana hamd olsun, bunu bana Sen giydirdin. Allah’ım! Senden bunun hayrını ve hayırla kullanılmasını istiyorum. Bunun şerrinden ve şerli kullanılmasından da yine Sana sığınıyorum.”
(Ebu Davud,Tirmizi rivayet etti ve hasen dedi)
.
7–“İnşeallah bunu eskitirsin, Allah (c.c) sana yenisini verir.”
(Ebu Davud 4/41)
8 – “Yeni olarak giyin, hamdedici olarak yaşa ve şehid olarak öl.”
(İbni Mace sahih senedle rivayet etti 2/1178, Begavi 12/41)
.
9 – “Allah’ın adıyla.’”
(Tirmizi sahih senedle rivayet etti 2/505)
.
10 – “Bismillah. Allah’ım! Erkek ve dişi şeytanların şerrinden sana sığınırım.”
(Buhari 1/45, Müslim 1/283)
.
11– “Allah’ım! Senin affını dilerim.”
(Ebu Davud , Tirmizi , İbn Mace)
.
12 – “Bismillah.”
(Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed)
.
13 – “Şehadet ederim ki Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun şeriki yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed (a.s) O’nun kulu ve rasuludur.”
(Müslim 1/209)
14–“Allah’ım! Beni çokça tevbe edenlerden ve çokça temizlenenlerden kıl.”
(Tirmizi sahih senetle rivayet etti 1/78)
15–“Allah’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih eder sana hamdederim. Şehadet ederim ki senden başka ibadete layık ilah yoktur. Sana tevbe eder senden günahımın bağışlanmasını dilerim.”
(Nesei s: 173)
.
16– “Bismillah. Allah’a tevekkül ettim. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur.”
(Ebu Davud 4/325, Tirmizi 5/490sahih senedle)
17 – “Allah’ım! Sapmaktan ve saptırılmaktan, doğru yoldan kaymaktan ve kaydırılmaktan, zulmetmekten ve zulme uğramaktan, cahillik etmekten ve cahillikle karşılaşmaktan sana sığınırım.”
(Tirmizi ve İbn Mace sahih senedle rivayet etti.)
.
18 – “Allah’ın ismiyle girdik. Allah’ın ismiyle çıktık ve Rabbimiz Allah’a tevekkül ettik.”
(Ebu Davud sahih isnadla rivayet etmiştir)
.
19 – “Allah’ım! Kalbimi nurlu kıl, dilimi nurlu kıl, kulağımı nurlu kıl, gözümü nurlu kıl, arkamı nurlu kıl, önümü nurlu kıl, üstümü nurlu kıl, altımı nurlu kıl, Allah’ım bana nur ver.”
(Buhari fethul bari şerhi 11/116 , Müslim 1/530)
.
20 – “Taşlanmış şeytanın şerrinden yüce Allah’a, O’nun kerim vechine, evveli olmayan hükümranlığına sığınıyorum.”
(Ebu Davud sahih senedle)
“Bismillah salat ve selam Rasulullah’a olsun.”
(İbni Sünni hasen senedle rivayet etti. No: 88)
“Allah’ım! Bana rahmetinin kapılarını aç.”
(Müslim 1/494)
.
21 – “Bismillah. Salat ve selam Rasulullah (s.a.s)’a olsun. Allah’ım! Ben senin fazlından istiyorum. Allah’ım beni taşlanmış şeytandan koru.”
(İbni Mace)
.
22 – “Ezan okunurken müezzinin dediği gibi denir. ‘Hayya ale’s-salah’ ve ‘hayya ale’l-felah’a gelince: ‘La havle vela kuvvete illa billah’ denir.”
(Buhari 1/152 , Müslim 1/288)
23 – “Ben, Allah (c.c)’tan başka ibadete layık ilah olmadığına, O’nun tek olup hiçbir ortağı olmadığına, Muhammed (a.s)’in O’ nun kulu ve rasulü olduğuna şehadet ederim. Rab olarak Allah (c.c)’tan, rasul olarak Muhammed (a.s)’den ve din olarak da İslam’dan razı oldum.”
(Müslim 1/290)
“Bunu müezzin ‘eşhedü’ dedikten hemen sonra der.”
(İbni Huzeyme 1/220)
24 – “ Ezan okunurken müezzinin dediği gibi der müezzin ezanını bitirince de Rasulullah (s.a.s)’a salavat getirir.”
(Müslim 1/288)
25– Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Her kim ezanı işittiğinde: “Ey bu eksiksiz davetin ve kılınmak üzere olan namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed (s.a.s)’e vesileyi ve fazileti ver ve onu vadetmiş olduğun makamı mahmud’a ulaştır (muhakkak ki Sen vadinden dönmezsin.)” derse kıyamet günü şefaatim ona vacib olur.”
(Buhari)
26 – “Ezan ve ikamet arasında kendisine dua eder. Zira o anda edilen dua geri çevrilmez.”
(Tirmizi, Ebu Davud, Ahmed)
.
27 – “Allah’ım! Benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası kadar uzaklaştır. Allah’ım! Beyaz elbisenin lekelerden arındırıldığı gibi beni de hatalarımdan arındır. Allah’ım! Kar, su ve dolu ile beni hatalarımdan arındır.”
(Buhari 1/171 , Müslim 1/419)
28–“Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Senin ismin mübarektir. Gücün yücedir. Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Tirmizi ,Ebu Davud ,Nesei, İbn Mace)
29 – “Yüzümü hanif olarak (şirkten arınmış olarak) yeri göğü örneksiz olarak yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz ki namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiç bir ortağı yoktur. ben bununla emrolundum ve ben müslümanlardanım.
Allah’ım! Sen,Meliksin. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben ise senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Benim bütün günahlarımı affet. Muhakkak ki günahları senden başka affedecek yoktur. Allah’ım! Beni en iyi ahlaka yönelt. Sen’den başka beni en iyi ahlaka yöneltecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur. Buyur, Senin emrindeyim. Hayırların hepsi senin elindedir. Şer sana nisbet edilmez. Ben seninim ve sana döneceğim. Sen Mübareksin, yücesin. Sana tevbe eder ve günahımın bağışlanmasını senden dilerim.”
(Müslim 1/534)
30 – “Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’ in Rabbi olan, gökleri ve yeri örneksiz yaratan, gaybi ve bilineni bilen Allah’ım! Hakkında ihtilafa düştükleri meselelerde kulların arasında Sen hüküm verirsin. Hakkında ihtilafa düşülen meselelerde izninle beni hakka hidayet et. Şüphesiz ki Sen dilediğini doğru yola hidayet edersin.”
(Müslim 1/534)
31 – “Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir.
Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun. Allah’ı sabah ve akşam tesbih ederiz.”
Üç defa: “Şeytanın üflemesinden, nefesinden ve aldatmasından Allah’a sığınırım.”
(Ebu Davud 1/203, İbni Mace 1/265, Ahmed 4/85)
32 - Rasulullah (s.a.s) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığında şöyle derdi:
“Allah’ım! Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin nurusun.
Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin Rabbisin. Hamd sanadır. Sen haksın. Senin vadin haktır, sözün haktır, sana kavuşmak haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet saati haktır, nebiler haktır ve Muhammed haktır.
Allah’ım! Sana teslim oldum, Sana tevekkül ettim, Sana inandım, Sana yöneldim, Senin için çarpıştım, Senin hükmüne başvurdum. Benim geçmiş ve gelecek, gizli ve açık günahlarımı affet. Sen, herşeyi yerli yerine koyan, dilediğini öne alıp, dilediğini geciktirensin. İbadete layık gerçek ilah ancak Sensin. Veya: Senden başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 3/3, Müslim 1/532)
.
33 - Rukuda üç defa şöyle denir: “(Subhane Rabbiy’el Azim) Azamet sahibi olan Rabbimi her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim..”
(Ahmed, Tirmizi, ibni Mace ve Ebu Davud sahih senedle rivayet ettiler.)
34 – “Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
(Buhari 1/199 , Müslim 1/350)
35 – “Ey Allah’ım! Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin. Sen mübareksin. Sen meleklerin ve ruhun (Cebrailin) Rabbisin.”
(Müslim 1/353)
36 – “Allah’ım! Sana ruku ettim, sana iman ettim, sana teslim oldum ve sana tevekkül ettim. Sen, benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, etim, kanım, kemiklerim ve sinirlerim sana, alemlerin Rabbine boyun eğmiştir.”
(Müslim 1/534,Ebu Davud,Tirmizi, Nesei)
37 – “Güç ve kuvvet sahibi, mülklerin sahibi vebüyüklük ve Azamet sahibi olan Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.”
(Ebu Davud 1/230, Nesei ve Ahmed sahih senedle rivayet ettiler.)
.
38 – “Allah kendisine hamd edenin hamdini işitir.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 2/282)
39–“Rabbimiz hamd sanadır. Sana çokça, iyi ve mübarek bir şekilde hamdolsun.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 2/ 284)
40 – “Rabbimiz! Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin dolusunca, bunların dışındaki şeylerden dilediklerin dolusunca, hamd sanadır. Kulun söylediği en gerçek söz seni öven ve yücelten kimselerin söylediği sözdür. Hepimiz sana kuluz. Ey Allah’ ım! Senin verdiğine engel olacak, senin vermediğini verecek yoktur. Kuvvet Sendendir. Senin iznin olmadan hiç bir kuvvet sahibinin kuvveti fayda vermez.”
(Müslim 1/346)
.
41 – “Secdede iken üç defa şöyle denir: “(Subhana Rabbiye’l ala) Yüce Rabbim noksanlıklardan münezzehtir.”
(Sahih Tirmizi 1/83)
42 - “Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
(Buhari ve Müslim)
43– “Ey Allah’ım! Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin. Sen mübareksin. Sen meleklerin ve ruhun (Cebrail’in) Rabbisin.”
(Müslim)
44 – “Allah’ım! Sana secde ettim, Sana iman ettim, Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Yüzüm kendisini yaratan, şekillendiren, kendisine göz ve kulakları veren Allah’a secde etti. Yaratanların en üstünü olan Allah çok yücedir.”
(Müslim 1/534)
45–“Güç ve kuvvet sahibi, mülklerin sahibi,büyüklük ve azamet sahibi olan Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.”
(Ebu Davud 1/330, Nesei ve Ahmed sahih senedle rivayet ettiler)
46–“Allah’ım! Günahlarımın hepsini; küçüğünü büyüğünü, ilkini sonunu, açığını gizlisini bağışla.”
(Müslim 1/350)
47–“Allah’ım! Senin gazabından rızana sığınırım. Azabından afiyetine sığınırım. Senden (helak etmenden) sana sığınırım. Sana yaraşır övgüyü sayıp tamamlayamam. Sen kendini övdüğün gibisin.”
(Müslim 1/ 352 )
.
48 – “Rabbim! Beni bağışla. Rabbim! Beni bağışla.”
(Ebu Davud 1/231, İbn Macesahih senedle rivayet ettiler)
49 – “Allah’ım beni bağışla, bana rahmet et, bana hidayet et, eksiklerimi tamamla, bana afiyet ver, beni rızıklandır, katındaki derecemi yükselt.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Macesahih senedle rivayet ettiler)
.
50 – Yüzüm, kendisini yaratan, şekillendiren, kendisine çalışıp yorulmadan göz ve kulakları yerleştiren Allah’a secde etti. Yaratanların en üstünü olan Allah çok yücedir.”
(Tirmizi 2/474, Ahmed 6/30, Hakim 1/220 sahih senedle rivayet ettiler)
51 – “Allah’ım! Bununla bana katında ecir yaz ve bunun karşılığında benden bir suçumu affet. Bunu senin katında ihtiyacım olduğunda bana vereceğin bir şey kıl. Kulun Davud (as)’dan kabul ettiğin gibi beden de kabul et.”
(Tirmizi 2/472, Hakım 1/219 ve Zehebi rıvayet ettiler ve sahih dediler)
.
52 – “Bütün ibadetler, zikirler ve tertemiz ameller Allah’a mahsustur. Ey nebi! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun.
Allah’ın selamı bizim üzerimize ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun. Şehadet ederim ki Allah’tan başka ibadete layık hiç bir ilah yoktur. Ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (a.s) onun kulu ve rasulüdür.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 11/13; Müslim 1/301)
.
53 – “Allah’ım İbrahime ve ailesine rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve onun ailesine de rahmet et. Muhakkak ki Sen, Şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
“Allah’ım! İbrahim’i ve ailesini mübarek kıldığın gibi, Muhammed’i ve ailesini de mübarek kıl. Muhakkak ki Sen, şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
(Buhari Fethu’l-Bari Şerhi 6/408, Müslim 1/306)
54 – “Allah’ım! İbrahim’in ailesine rahmet ettiğin gibi Muhammed’e, eşlerine ve onun zürriyetine de rahmet et. İbrahim’in ailesini mübarek kıldığın gibi Muhammed’i, eşlerini ve zürriyetini de mübarek kıl. Muhakkak ki Sen, şanı yüce ve övülmeye layık olansın.”
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 6/407, Müslim 1/306)
.
55–“Allah’ım! Kabir azabından, cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, mesih deccalin fitnesinin şerrinden sana sığınırım.”
(Buhari 2/ 102 Müslim 1/412)
56 – “Allah’ım kabir azabından sana sığınırım, mesihi deccalin fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah’ım günahtan ve borçtan sana sığınırım.”
(Buhari 1/202 Müslim 1/412)
57–“Allah’ım! Ben nefsime çok zulmettim. Senden başka günahları affedecek yoktur. katından bir mağfiretle beni bağışla, bana rahmet et. Muhakkak ki sen bağışlayansın, merhamet edensin.”
(Buhari 8/168, Müslim 4/2078)
58 – “Allah’ım! Benim geçmiş ve gelecek günahlarımın gizli ve açık olanlarını, haddi aşmamı affet. Sen onları benden daha iyi bilirsin. Sen el-Mukaddim (eşyaları layık olduğu yere koyan)sin. Sen el-Muehhir (dilediğini öne alıp, dilediğini geriye bırakan)sin. Sen’ den başka ibadete layık ilah yoktur.”
(Müslim 1/534)
59 – “Allah’ım! Seni zikredebilmem, sana şükredebilmem ve sana güzelce ibadet edebilmem için bana yardım et.”
(Ebu Davud 2/86 Nesei 3/ 53)
60 – “Allah’ım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Bunaklık derecesinde yaşlılıktan sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.”
(Ebu Davud, Nesei sahih senedle rivayet ettiler.)
61–“Allah’ım! Sen’den cenneti istiyor ve cehennemden sana sığınıyorum.”
(Buhari)
62 – “Allah’ım! Gayb bilgine ve yarattıklarına olan kudretine dayanarak senden istiyorum. Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğu zaman beni öldür. Allah’ım! Gizli ve açık hallerimde senden korkmayı istiyorum. Kızgın olduğum ve olmadığım zamanlarda doğru konuşmayı istiyorum. Zenginlikte ve fakirlikte senin rızana uygun hareket etmeyi istiyorum. Senden bitmeyen nimetler istiyorum. Kesintisiz göz aydınlığı istiyorum. Başa gelen olaylara razı olup isyan etmemeyi istiyorum. Ölümden sonra (kabirde) güzel yaşamayı istiyorum. Senin yüzüne bakma lezzetini tattır. Başıma gelen kötü bir olay veya saptırıcı bir fitne sebebiyle olmaksızın seninle karşılaşmayı özlettir.
Allah’ım! Bizi iman ziyneti ile süsle. Hidayete çağıran, hidayete ermiş kullarından eyle.”
(Ebu Davud, İbn Mace, Nesei sahih senedle rivayet ettiler.)
63 – “Ey Allah’ım! Sen’den istiyorum. Ey Allah! Sen teksin , Samed’sin (Her şey sana muhtaçtır, sen hiç bir şeye muhtaç değilsin.) Doğmamış ve doğrulmamışsın ve hiç bir şey senin dengin değildir.
Eğer benim günahlarımı affedersen şüphesiz ki sen günahları affedensin, ahirette yalnız mü’minlere merhamet edensin.”
(Nesei 3/52 Ahmed 4/338 sahih senedle rivayet ettiler.)
64 – “Allah’ım! Senden istiyorum. Çünkü hamd sana mahsustur. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Sen teksin senin ortağın yoktur. Sen Mennan (çok ihsan eden)sın. Ey gökleri ve yerleri en güzel şekilde yaratan, büyüklük ve ikram sahibi, el-Hay (ezeli ve ebedi diri olan), el-Kayyum (bizatihi kaim ve başka tüm varlıkları ayakta tutan, onları yönetip gözeten) Allah’ım! Senden cenneti istiyorum ve cehennemden sana sığınıyorum.”
(Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Nesei sahih senedle rivayet ettiler. )
65 – “Allah’ım! Senden istiyorum. Çünkü ben şahitlik ederim ki muhakkak sen kendisinden başka ibadete layık ilah olmayan Allah’sın. Tek’sin, Herkes sana muhtaçtır, Sen hiçbir şeye muhtaç değilsin. Doğmamış ve doğurulmamışsın. Hiçbir şey senin dengin değildir.”
(Ebu Davud 2/62, Tirmizi 5/515, İbni Mace 2/1267,Ahmed 5/360 sahih senedle rivayet ettiler.)
.
66 – Üç defa: “Allah’ım! Senden günahlarımın bağışlanmasını istiyorum” dedikten sonra şöyle denir: “Allah’ım! Sen Selam’ sın, selam da sendendir. Sen yücesin ey azamet ve kerem sahibi...”
(Müslim 1/414)
67 – “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah’ım! Senin verdiğine engel olacak yoktur. Senin vermediğini verecek yoktur. Kuvvet sendendir. Senin iznin olmadan hiç bir kuvvet sahibinin kuvveti fayda vermez.”
(Buhari 1/255 Müslim 1/414)
68 – “Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir. Allah’tan başka birşeyi bir halden diğer bir hale çevirecek ve kuvvet sahibi yoktur. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O’ndan başkasına kulluk etmeyiz. Nimet O’nundur. İyilik O’nundur. Hamdin en güzeli O’nadır. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Kafirlerin hoşuna gitmese de biz O’nun dininde ihlaslı kimseleriz.”
(Müslim 1/415)
69 - Otuzüç kere şöyle denir: “Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd Allah’adır. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’ nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O herşeye kadirdir.”
(Müslim 1/418)
70 – “Kul huve’llahu ehad” (İhlas), “Kul euzu birabbi’l felak” (Felak) ve “Kul euzu birabbi’nnas” (Nas) sureleri her namazdan sonra birer defa, sabah ve akşam namazlarından sonra ise üçer defa okunur.”
(Ebu Davud 2/86, Nesei 3/68 sahih senedle rivayet ettiler.)
71 – “Her namazdan sonra ayetel kürsi okunur.”
(Nesei sahih senedle)
72 – “Sabah ve akşam namazlarından sonra onar defa şöyle denir: “Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir. O’ nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. Dirilten de öldüren de O’dur. O’ nun herşeye gücü yeter.”
(Tirmizi 5/515, Ahmed 4/227 sahih senedle rivayet ettiler)
73 – “Sabah namazında selam verdikten sonra şöyle denir: “Allah’ım! Senden faydalı ilim, helal rızık ve kabul olunmuş amel istiyorum.”
(İbni Mace sahih senedle rivayet etti.)
.
74 - Cabir ibni Abdullah (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
“Rasulullah (s.a.s) her işimizde bize Kur’ an’dan bir sure öğretir gibi istihareyi öğretirdi. Rasulullah (s.a.s) şöyle derdi:
“Sizden biriniz bir işi tasarladığı zaman farz namazından başka iki rekat namaz kılsın sonra şöyle dua etsin:
“Allah’ım! Senin ilminle Sen’den hayır istiyorum. Senin kudretinle senden güç istiyorum. Ve Senden büyük fazlından istiyorum. Çünkü Senin gücün yeter benim gücüm yetmez. Sen bilirsin ben bilmem ve Sen gaybleri hakkıyla bilensin. Allah’ım! Eğer bu işin; dinim, geçimim ve işimin sonu için hayırlı olduğunu biliyorsan (yahut işimin dünya ve ahiret için hayırlı olduğunu biliyorsan) onu bana takdir et. Sonra da onda bana bereket ver. Eğer bu işin; dinim için, geçimim ve işimin sonu için kötü olduğunu biliyorsan (yahut dünya ve ahiret işim için kötü olduğunu biliyorsan) onu benden sav ve bana hayır nerede ise onu takdir et. Sonra da beni o işe razı kıl.”
(Buhari 7/162)
Herhangi bir işinde yaratana veya mü’minlere danışan kimse pişman olmaz. Çünkü Allah (c.c) Kur’an’da şöyle buyurmuştur:
“(Önemli) işlerde onlarla istişare et. Birşeyi yapmaya azmettiğinde (onu yap ve) Allah’a tevekkül et.”
(Ali İmran: 159)
|
|
|
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
ZİKRİN FAZİLETİ
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Öyleyse siz beni (itaat ve ibadetle) zikredin ki, ben de sizi (sevap ve mağfiretle) zikredeyim. Ve bana şükredin, (sakın) nankörlük etmeyin.”
(Bakara: 152)
“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin.”
(Ahzab: 41)
“Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar, (işte) onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir ecir hazırlamıştır.”
(Ahzab: 35)
“Rabbini, yüksek sesle olmaksızın sabah akşam yalvara yakara ve gizlice içinden zikret. Sakın gafillerden olma.”
(Araf: 205)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Rabbini zikredenle, O’nu zikretmeyenin misali diri ile ölünün misali gibidir.”
(Buhari Fethu’l Kadir Şerhi 11/208 )
Müslim’in rivayeti ise şu şekildedir:
“İçinde Allah (c.c)’ın zikredildiği ev ile içinde Allah (c.c)’ın zikredilmediği evin misali diri ile ölünün misali gibidir.”
(Müslim 1/ 539)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Size amellerinizin en hayırlısını, Melikiniz katında en temizini, dereceniz bakımından en üstününü bildireyim mi? Öyle ki bu amel sizin için altın ve gümüş infak etmekten ve düşmanınızla karşılaşıp onun boynunu vurmanızdan ve onların sizin boynunuzu vurup şehid olmanızdan daha hayırlıdır.” Sahabeler:
“Evet” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Allahu Teala’yı zikretmektir.”
(Tirmizi 5/459, İbni Mace 2/1245)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Allah (c.c) şöyle buyurmuştur: “Ben kulumun bana olan zannı üzereyim. O beni zikrettiği zaman onunla beraberim. O beni kendi nefsinde zikrederse, ben onu kendi nefsimde zikrederim. O beni bir toplulukta zikrederse, ben onu ondan daha hayırlı bir topluluktazikrederim.Obanabirkarış yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana bir kulaç yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.”
(Buhari 8/171, Müslim 4 /2061)
Abdullah b. Busr (r.a)’danşöyle rivayet edilmiştir:
“Bir adam Rasulullah (s.a.s)’a gelerek şöyle dedi:
“Ya Rasulallah! İslam’ın meşru kıldığı şeyler bana çok geliyor. Öyleyse bana sürekli yapabileceğim bir şeyi bildirir misin?” Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Dilin Allah (c.c)’ın zikrinden sürekli ıslak kalsın.”
(Tirmizi 5/458, İbni Mace 2/1246)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Her kim Allah (c.c)’ın kitabından bir harf okursa buna karşılık onun için bir hasene vardır ve hasene onun on misline kadardır. Ben ‘elif, lam, mim’ bir harfdir demiyorum. Fakat ‘elif’ bir harfdir, ‘lam’ bir harfdir, ‘mim’ bir harfdir.”
(Tirmizi 5/175, Tirmizi rivayet etti ve hasen ve sahih dedi)
Ukbe b. Amir (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir :
“Biz mescidin bir köşesinde otururken Rasulullah (s.a.s) yanımıza geldi ve şöyle dedi:
“Hanginiz Buthan veya Akik’e gidip günah işlemeden ve akrabalık bağını kesmeden iki değerli deveye sahip olarak geri dönmek ister?” Mecliste bulunanlar dediler ki:
“Hepimiz (bunu isteriz) ya Rasulallah!” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
“Sizden birinizin her gün mescide giderek Allah Azze ve Celle’nin kitabından iki ayet öğrenmesi onun için iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet öğrenmesi onun için üç deveden, dört ayet öğrenmesi dört deveden daha hayırlıdır. Ne kadar ayet öğrenirse onun için o sayıda değerli develerden daha hayırlıdır.”
(Müslim 1/553)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Her kim bir yerde oturur ve orada Allah (c.c)’ı zikretmezse Allah (c.c) ona bundan dolayı hasret ve pişmanlık duyuracaktır. Her kim de bir yerde uzanır ve orada Allah(c.c)’ızikretmezseAllah(c.c)ona bundan dolayı hasret ve pişmanlık duyuracaktır.”
(Ebu Davud hasen senedle rivayet etmiştir. 4/264)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Bir mecliste oturup da Allah (c.c)’ı zikretmeyen ve nebisine salavat getirmeyen hiç bir topluluk yoktur ki Allah (c.c) bundan dolayı onlara hasret ve pişmanlık duyurmasın. Allah (c.c) dilerse bundan dolayı onlara azab eder, dilerse de affeder.”
(Tirmizi rivayet etti ve hasen ve sahih dedi)
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
“Oturdukları meclisten Allah (c.c)’ı zikretmeden kalkan her topluluk eşek leşi yemekten kalkmış gibi kalkar ve bundan dolayı pişman olacaklardır.”
(Ebu Davud sahih senedle rivayet etti 4/264 )
|
|
|
MÜSLÜMANI KORUYAN DUALAR
|
Yazan:
Ziyaeddin El-Kudsi
|
|
|
ÖNSÖZ
Zikredilmeye, kendisinden istenilmeye, kendisine dua edilmeye sadece ve sadece kendisinin layık olduğu yüce Allah (c.c)’a hamd olsun. Salat ve selam onun son Rasulü Muhammed (s.a.s)’in, onun ehli beytinin, güzide sahabelerinin ve kıyamete kadar onların yolunda yürüyenlerin üzerine olsun.
Şehadet ederim ki Allah (c.c)’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed (a.s) O’nun kıyamete kadar hiç değişmeyecek şeriatini getiren, bu şeriatle insanlara hükmeden ve kıyamete kadar da hükmedilmesini tebliğ eden, ancak bu şeriate uyulduğunda ebedi mutluluk ve saadetin elde edileceğini, bu şeriate uyulmaması halinde ebedi bir hüsrana kavuşulacağını haber veren kulu ve rasulüdür.
Allah (c.c) insanı yaratmış, onun rabbi, ilahı olduğunu, yüce isim ve sıfatların sahibi olduğunu ona öğretmiş, bununla birlikte insanın yaratılış gayesini, bu varlık aleminde yalnız ve başıboş olmadığını ona bildirmiştir.
Öyleyse insan, şu varlık aleminde aciz bir varlık olduğu bilinciyle hareket ederek gerçek rabbi ve ilahı olan Allah (c.c)’a teslimiyet gösterip hayatının her anında O’nu zikretmelidir. Çünkü Allah (c.c)’ı zikretmek gönülleri açar, kalpleri yatıştırır, sıkıntıları dağıtır ve kulu rabbine yönelterek O’na karşı kulluk görevlerini hakkıyla yerine getirmesine vesile olur.
İslam nazarında zikir çok kapsamlı bir mana içerir. Kısacası, kula Rabbini hatırlatan, O’ nu düşündüren ve O’na yönelten herşey zikirdir. Tefekkür de zikirdir, namaz da... Oruç da zikirdir, zekat da... Cihad da zikirdir, tebliğ de... La ilahe illallah demek de bir zikirdir, buna davet de... Kur’an’ı okumak da bir zikirdir, onu sosyal hayatta hakim kılmaya çalışmak da.
İslam dini hayatın her yönünü, beşere Rabbini hatırlatacak şekilde zikre dönüştürmüştür.
Bu sebeble insan, sağlam bir imanla birlikte Allah (c.c) ve rasulünün bildirdiği, sahabe ve onların yolunda gidenlerin pratikte gösterdiği şekilde Allah (c.c)’ı zikretmesi halinde maddi manevi her türlü sıkıntılardan kurtulur, her türlü zorluğa Allah (c.c) için göğüs gerer, imanından ve ibadetlerinden lezzet alır ve Allah (c.c)’ ın yüklemiş olduğu hiçbir yük kendisine ağır gelmez...
İşte böyle kimseler için dünyada da ahirette de kurtuluş ve mutluluk vardır.
Sağlam bir iman olmaksızın yapılan zikirler veya zikir olduğu iddia edilen, bir takım kimseler tarafından uydurulan ve insanların yapmaya zorlandığı veya yapmaları için teşvik edildikleri bir takım hal ve hareketler ise ne Allah (c.c)’ın kullarına öğrettiği, ne Rasulullah (s.a.s)’ın bizlere gösterdiği ne de onun yolundan gerçek manada gidenlerin yapmış olduğu zikirlerdir...
Sağlam bir iman olmaksızın yapılan işte böyle zikirler ve zikir diye adlandırılan haller insanı rahatlatmaz, maddi ve manevi sıkıntılarından onu uzaklaştırmaz, Allah (c.c)’a gerçek manada iman etmediği ve ibadetlerin şuuruna varmadığı için iman ettiğini iddia etse bile, iddia ettiği iman ve ibadetinden lezzet almaz, Allah (c.c) tarafından kendisine yüklenen yükümlülüklerin bir kısmını yapıyor olsa bile diğer bir kısmı nefsine ağır geldiği için onları yerine getirmez ya da getiremez.
İşte böyle kimseler ise ne dünyada ne de ahirette mutlu olurlar. Oysa bu kimseler kendilerini dünyanın en mutlu, en mücahid, en muttaki insanı sanırlar... Bu ise onların hüsnü kuruntuları ve kendilerini kandırmalarından başka birşey değildir.
Şunu asla unutmamak gerekir: Dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise kalıcıdır. Sağlam bir akıl ve sahih fıtrat mutlak surette kalıcı olanı geçici olana tercih eder. Kalıcı olanı elde etmek için yapılması gereken her ne varsa ona ulaşmaya çalışır.
Allah (c.c) Kur’an’da, Rasulullah (s.a.s) sünnetinde ve güzide İslam alimleri yaşantılarında bizlere kalıcı olan ahiret hayatının nasıl kazanılacağının yollarını öğretmişlerdir.
Bu sebeble hayatı şekillendirecek her hareket, her söz, her düşünce Allah (c.c)’ın kitabından, Rasulünün sünnetinden ve güzide İslam alimlerinin örnek yaşantılarından alınmalı, böylece körü körüne taklid, bid’at, hurafe gibi hal ve hareketlerden uzak kalınmalıdır.
İşte bu kitabta Kur’an ve sünnetten delillerle, İslam’ın insan hayatını her yönüyle zikre dönüştürmeye yönelik tavsiyelerini ortaya koyduk.
İşte bu amelimizle istedik ki ihtiyaç sahiblerinin kalbleri Allah (c.c)’ın zikriyle gıdalansın, ruhları Allah (c.c)’ı zikrederek deva bulsun ve fikirleri adeta cilalanarak parlaklık kazansın.
Böylece Allah (c.c)’ı gerçek şekliyle zikreden kalbler rahatlasın, yüzler güzelleşsin, gözler nurlansın, zihinler şuurlansın, ızdırab, heyecan, kızgınlık, korku, kin gibi haller ve kötü düşüncüler sahibinin üzerinden uzaklaşsın.
Çalışmak bizden, başarı ise Allah (c.c)’tandır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|